İşçilerin fotoğraflı isyanı
Tekirdağ ın Çorlu ilçesinde çalıştıkları fabrikanın kapanması üzerine işsiz kalan 236 işçi, paralarının ödenmediğini savunarak eylem yaptı.
Çorlu daki tekstil fabrikasının önünde toplanan işçiler, işten çıkarıldıktan sonra paralarının ödenmediğini savunarak tepki gösterdi. 10 Şubat 2009 tarihinde kendilerine ücretsiz izin teklif edildiğini ancak bunu kabul etmediklerini belirten işçilerinden Hikmet Meşe, "5,5 ay boyunca İş Kurumu ndan kısa çalışma ödeneği aldık. Bu süre zarfında işveren tarafından alacaklarımıza karşılık bize yalnızca 500 TL ödeme yapıldı. Onun dışında hiçbir ödeme yapılmadı. Maaş farkı, ikramiyemiz, mesailerimizin karşılığı sadece 500 TL ödediler. Bunun dışında hiçbir şey vermediler" dedi.
İşverenin kendilerine fabrikanın kapanmasını gerekçe göstererek çıkış bildiriminde bulunduğunu belirten Meşe, "Bana bir evrak ulaştırdılar. Ben bundan utanıyorum ama bana gönderen utanmamış. 29. maddeye istinaden bizim çıkışımızı yapıyor. Hukuksuzluk söz konusu. 17. maddeyi de tazminatlarımızı da yazmamış, yazması gerekiyordu" diye konuştu.
İşçilerin çalıştıkları fabrikadan 2 milyon TL civarında alacağı bulunduğunu ancak bunların ödenmediğini savunan Meşe, "Hem ölüm hem doğum günümüz bugün. Bizi öldürdüler ama yeşereceğiz biz. Daha önce içeriden 25 Ocak tan itibaren ham kumaş ve mamul kumaş çıkarıldı. Kimyasal olarak 3 kamyon boya, 20 tona yakın kimyasal çıktı. Bizim paralarımızdır onlar. 120 ton kumaş çıktı, nereye gittiğini kimse bilmiyor. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı na şikayette bulunduk. Bizim alacağımız 1,5 - 2 milyon TL. Biz sadaka değil alın terimizi istiyoruz" şeklinde konuştu.
"Biz yalnızca çocuklarımızın hakkını istiyoruz" diyen işçiler, yakında okulların açılacağını ve zor durumda olduklarını belirtti. İşçiler, ayrıca iş yeri sahiplerinin paraları eğlencede yediğini öne sürerek, işverenlerin eğlenirken çektirdikleri fotoğrafları gerekçe gösterdi.
İşçiler adına açıklama yapan Teksif Sendikası Edirne Şube Başkanı Şaban Girgin de dünyada ciddi bir ekonomik kriz yaşandığına işaret ederek, "Teksif Sendikası, sürece işçi alacaklarını güvence altına alabilmek amacıyla hızla müdahale etmiş ve iş yerine ait haczi mümkün olan tüm mal ve varlıkları haczetmiştir. Ancak dürüstlük ve şeffaflığı temel ilke edinmiş bir sendika olarak var olan durumu tüm yalınlığıyla sizlerle paylaşmayı bir görev kabul ediyoruz. Ne yazık ki haczetmiş olduğumuz mal varlıklarının tutarı ancak ücret alacaklarımızın belirli bir bölümünü karşılamaktadır. İşletme içerisindeki makine ve mal varlığının büyük bir kısmı leasinglidir. Leasingli malların haczi mümkün değildir.
Bu nedenle açılacak herhangi bir dava ve yapılacak yasal takip işlemi hiçbir sonuç getirmeyecektir. Gerçekliğin farkında olan ve bu bilinçle hareket eden Teksif Sendikası, üyelerini boş beklentilerle oyalamayı doğru bir politika olarak görmemektedir. Ancak tüm gücü ve kararlılığıyla şunu ilan etmektedir: Teksif, işvereni izlemeye, her zaman ve her yerde soluğunu işverenin ensesinde hissettirmeye devam edecektir. Teksif bunun sözünü vermektedir. Bizler umudunu ve inancını yitirmeyen insanlarız. Biliyor ve inanıyoruz ki, Gün gelecek, devran dönecek, işveren işçiye hesap verecek. Gün sabır ve birliğimizi koruma günüdür. Sabrederek ve birliğimizi bozmadan o günü beklemek durumundayız" diye konuştu.
Girgin, işverenden işçi alacaklarına dair bir açıklama beklediklerini, ancak karşılarında muhatap bulamadıklarını da sözlerine ekledi.
Sendikanın İstanbul Barosu avukatı Özgür Ekin de işçilere yasal süreçle ilgili olarak bilgi verdi. Yasal takip başlattıklarını ve 5 temsilci ile fabrika içerisine girdiklerini anlatan Ekin, içerideki malların tespitine başladıklarını vurguladı. Ekin, "İçeride bulunan malların tamamı, işten çıkarılanların maaş, ikramiye ve fazla mesai alacaklarını karşılamıyor. Alacakların tahsili için leasingli malların üzerine gitmemiz mümkün değil. Kıdem ve ihbar tazminatı tutarı aşağı yukarı 2 milyon TL civarında ve içeride bunu karşılayacak bir toplu iğne bile yok" dedi.
