Enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı açısından önemli ve uygun antimikrobik tedaviyle başarının sağlandığı bir alandır.
Bununla birlikte toplumda kazanılan enfeksiyon hastalıkları, akılcı olmayan antimikrobiyal tedavilerin kullanılması sonucu tedavi edilememektedir. Uygun antimikrobiyal tedavi sağ kalım, komplikasyon ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir.
İdeal antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası doğru antibiyotik; en uygun yoldan, etkin dozda, en uygun aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Doğru antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması, doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında antibiyotikler uygun kullanılmamış olur.
Etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine, yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, antibiyotiğin uygunsuz kullanımına verilebilecek örneklerdir. Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç göstermesine neden olabilir. İşte bu direnç de, mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonu tedavi etmek veya önlemek amacıyla antimikrobiyal ajanın etkisinin azalmasına veya yok olmasına neden olur.
Bakteriler için antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir. Bunun sonucu ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda işe yaramamaları ve ilgili antibiyotiğe karşı direnç geliştiği için tedavide sonuç alınamamasıdır. Bu konunun daha da önemli olan kısmı; yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır. Antibiyotik direnci tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir.
Antibiyotiğe dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar, hastalık ve ölüm oranlarının artması, hastanede geçirilen sürenin uzaması ve tedavi maliyetlerinde de artışa neden olmaktadır. Bilinçsiz ve gereksiz antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın değişmesine, bu durum da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Antibiyotiklerin; ateş düşürmediği, ağrı dindirmediği, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi etmediklerini unutmayalım. Antibiyotiklerin yaygın/yanlış kullanıldığında ise, hızla direnç gelişen antibiyotik, esas etkiyi oluşturmasını beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde bile etkisiz hale gelecektir. Doktorumuz reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır. Hastalarımızın daha önceki bir hastalığında hekim tarafından kendisine reçete edilmesi ile kullandığı ve hastalığını tedavi ettiği antibiyotiği, tekrar benzer bir hastalığa yakalansa bile hekimine danışmadan kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olmaları gerekmektedir.
Özellikle grip/nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında, antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığı unutulmamalı ve ilgili hastalıkların ayırıcı tanılarını hekim tarafından yapılmadıkça bilinçsiz olarak antibiyotik kullanılmamadır. Hekim önerisi sonrası reçete ile alınan antibiyotikler, doğru dozda, doğru şekilde ve reçeteye uygun zaman aralıklarında alınarak uygun biçimde kullanılmalıdır.
Hasta kendisini iyi hissetse bile, hekimin belirttiği süreden önce tedaviyi sonlandırmamalıdır. Aksi taktirde antibiyotikler faydadan çok zarar getirecektir. Daha önceden evimizde kalmış, artmış veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine, her zaman hekim muayenesi sonucunda reçete edilen antibiyotikler kullanılmalıdır. Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en önemli silahımız olan antibiyotiklere karşı direnç gelişimini önlemek için, antibiyotikleri doğru kullanma konusunda, toplum olarak farkındalığımızı artırmamız gerekmektedir.