Yapılan açıklamada; Mahkemelerin kadın saikiyle işlenen cinayetlerde katillere ve cinsel istismarcılara yönelik verdiği kararlar yüz kızartıyor; vicdanları kanatıyor.
Duruşmada takım elbise giydi, kravat taktı; Sayın hakim dedi; diye bir insanın yaşam hakkını çalanlara, bir insanın beden bütünlüğüne saldıranlara iyi hal indirimi, haksız tahrik indirimi uygulanmasına isyan ediyoruz.
Ne aklımız ne de vicdanımız bunu kabul etmiyor.
Son olarak Diyarbakır’da zihinsel engelli erkek çocuğa cinsel istismarda bulunan kişiye, erken boşalma nedeniyle eylemine devam edemediği için “Basit cinsel istismar’ suçundan ceza verilmesi, olumlu tutumu nedeniyle cezasının indirilmesi hukukun ve adaletin geldiği nokta açısından ibret vericidir.
Engelli bir çocuğa, savunmasız bir çocuğa cinsel istismarda olumlu tutum nedir?
Kamuoyu da biz de merak ediyoruz.
Israrla söylüyoruz ve bıkmadan usanmadan söylemeye de devam edeceğiz. Şiddet ve cinsel istismarla mücadelede asıl etkili olacak yöntem caydırıcı ve etkili bir ceza politikasıdır.
Kadın katillerine ve cinsel istismarcılara ödül gibi haksız tahrik indirimi ve iyi hal indirimi verilmesi cezaların caydırıcılığı açısından tartışma yaratmaktadır.
Toplumda infiale neden olan olaylarda bile faillere alt sınırdan cezalar verilmesi kamu vicdanını kanatmakta, uygulanan her indirim kadın cinayetlerinin ve cinsel istismarın önünü açmaktadır.
Bunlar kadınla erkeği eşit görmeyen bir zihniyetin yansımalarıdır.
Hükümet üzerine düşeni yapmalı, ilk imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi'ni geciktirmeden ve ayak sürümeden uygulamalı, faillerin ceza indirimi almasını önlemelidir.
Kadınlara yalnızca kadın olduğu için, cinsiyete dayalı ayrımcılık saiki ile işlenen suçlarda, tecavüzlerde ve cinayetlerde haksız tahrik ve iyi hal indirimi yapılmaması yönündeki tekliflerimiz görmezden geliniyor” Dediler.