Onlar; laik Cumhuriyetin var oluşunun, milli birlik ve beraberliğin, vatanseverliğin, kahramanlığın ve vatan sevgisinin ölümsüz sembolleri!
Onlar; bu vatan ve bayrak uğruna cepheden cepheye koşan, canını hiçe sayan, “ölürsem şehit, kalırsam gaziyim” diyen kahramanlar!
Bugün Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanı verilişinin yıldönümü ve Gaziler Günü…
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü için en büyük fedakârlığı gösteren şehit ve gazilerimiz, kahramanlıklarıyla milletimizin onur abideleri olmuşlardır. Onlara ve ailelerine sahip çıkmak, herkesin ortak sorumluluğudur.
Bu sorumluluk sadece vicdani değil, ayrıca kanuni bir sorumluluktur. Çünkü, Anayasamızın 61. Maddesi olan “Devlet Harp ve Vazife Şehitleriyle, Malul Gazileri korur. Toplumda kendine yaraşır hayat seviyesini sağlar” ile şehit ve gazilerimizin hakları koruma altına alınmıştır.
Siyasi iktidar tarafından seçimden seçime hatırlanan, şehit aileleri ve gazilerimiz kendilerine, sözde değil, özde sahip çıkılmasını istemektedir.
Özlük hakları son derece kötü, maaşları yetersiz olan gazilerimiz, maalesef hak ettiği değeri görememektedir.
Bedelli Askerlik Yasası’nda bedelli askerlik ücretlerinin şehit aileleri ve gazilere harcanacağı yönünde hükme rağmen toplanan paralar ailelere ulaştırılmamıştır.
Bir gaziyi, bir işte görevlendirirken, gazilik onurunun ve gazinin fiziksel özelliklerinin kurum amirleri tarafından dikkate alınmasını işaret eden genelgeye rağmen, gazilerimiz rahatsızlığı ve engeli göz önünde bulundurulmadan, onur kırıcı bir şekilde kendilerine uygun olmayan işlerde çalıştırılmaktadır.
Başbakan Erdoğan’ın “şehitlik ve gazilik sektör değildir” sözleri hala vicdanlarda yaradır!
Unutulmamalıdır ki; şehitler ve gaziler Cumhuriyetimizin temeli, bu ülkenin ortak onuru ve gururudur. Siyasi iktidar şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin artık kronikleşen sorunlarını görmezden gelmeyi bırakmalı, çözüm üretmelidir.
Biliyoruz ki onlar için ne yapsak ne söylesek az ancak; şehitlerimiz ve gazilerimiz için bugüne kadar yapılan ve bundan sonra yapılacak olan hiçbir şey onların fedakârlıklarının yerini tutmayacaktır.
Bizim onlara tek teşekkürümüz, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyeti, ilkeleri doğrultusunda yaşatmak, laik, aydınlık, çağdaş, demokratik Türkiye yolunda, kararlılıkla, her türlü karanlığa rağmen korkmadan, yılmadan yürümek olacaktır.
19 Eylül 1921’de Gazilik unvanı verilen Ulu Önder Atatürk’ü ve tüm şehitlerimizi sevgi, saygı ve minnetle anıyor; Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü için canlarını ortaya koyan, kahraman gazilerimizin 19 Eylül Gaziler Günü’nü kutluyorum.
Ülkemiz şehit ve gazilerimize olan vefa borcunu asla unutmayacaktır!
