Cumhuriyetimizin en temel kurumlarından biri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 93’ncü yılını kutlamanın coşkusunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
23 Nisan, esaret altına alınmak, pranga vurulmak istenen Türk Milleti’nin, bağımsızlığını tüm dünyaya haykırdığı, tarihimizin altın sayfalarından biridir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından geleceğin yöneticilerine hediye edilen bu bayram, ne yazık ki hak ettiği coşkusunda kutlanamıyor. Çünkü çocuk işçi sayısıyla Avrupa’da birinci, çocuk gelin sayısıyla ikinci, tutuklu çocuk sayısıyla üçüncü sırada yer alan Türkiye’yi yönetme iddiasında bulunanlar bu utancı paylaşmıyor.
Çocuklarımızı geleceğe iyi hazırlamanın, aslında kendi geleceğimize ülkemizin geleceğine katkıda bulunmak anlamına geldiğini ne yazık ki idrak edemeyen “milli irade” söylemini dilinden düşürmeyen AKP iktidarı, bugün bilinen emelleri uğruna parlamenter sistemden vazgeçme ve sözde “barış” iddiasıyla ulus bilincini aşındırmaya ve tartışmaya açma uğraşı ile günü geçiriyor.
21’nci yüzyılın Türkiyesi’nde iktidar ve onun sözcüleri, insanlarımız arasında farklılık yaratacak ve daha da önemlisi devlet yönetimini buna göre şekillendirecek adımlar atmak için yoğun çaba sarf ediyor.
Ulus olma bilincinden yoksun olan bu çevreler, ulusal birliğimizin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yerine terör örgütüyle yeni bir Türkiye dizayn etme yolunda yoğun uğraş vermektedirler. Ancak; unuttukları şudur ki 93 yıl önce yakılan ve bugün yolumuzu aydınlatan Kurtuluş meşalesini söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
Cumhuriyetin kazanımlarından alınan güç, bugün iktidar olanların nafile çabalarını boşa çıkaracaktır. Uçurumun kıyısına kadar getirilen ülkemiz ve yeniden varoluş savaşı vermek zorunda bırakılan ulusumuz, tıpkı 1920’lerdeki gibi direnecek ve kendine biçilmeye çalışan bu gömleği yırtıp atacaktır.
Türk Milleti azim ve kararlılığıyla, ulusal bağımsızlığa giden yolu kendi iradesiyle belirlemiştir. Türk Ulusu aydınlanma yönümüz ve çıkış yolumuz olan Atatürk devrimleri etrafında birleşecek, kudretli gücüyle dosta düşmana bir kez daha gereken dersi verecektir. Çünkü, ulusal egemenlik sadece “milli irade” ile değil, kayıtsız şartsız tam bağımsızlık ile sağlanır.
Hiç kuşku olmasın ki Atamız’ın izinde, onun mirasını devralan bizler onun bıraktığı yolda hiç yılmadan ve büyük bir kararlılıkla karanlıkları yırtıp atacak bir iradeye sahibiz. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ve öyle de kalacaktır.
Ve çocuklar;
Geleceğimizin teminatı pırıl pırıl çocuklarımız.
Türkiye’nin yükselen yeni nesli, Ulu Önder’in umudu, ülkenin geleceği çocuklarımız!
Atatürk, 23 Nisan’ı sizlere emanet etti. Size düşen görev bu kutsal emaneti yaşatmak ve daha da yükseltmektir.
Bu duygularla Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten duygularımla kutlar, tüm çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum. Bıraktığı eserleriyle gönüllerimizde yaşayan Gazi Mustafa Kemal’i, silah arkadaşlarını, bu vatan için gözünü kırpmadan canını veren şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha özlem, saygı ve minnetle anıyorum.