info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.4642
Dolar Satış
:
34.5263
Euro Alış
:
35.9849
Euro Satış
:
36.0497
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Candan Yüceer : "Halkın Kalemi Olan Bir Medya Olmalı"

Basın, demokratik rejimlerin vazgeçilmez kurumlarından biridir; düşünceyi açıklama özgürlüğünün en etkili araçlarındandır.

Bir ülkede demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi, basının önündeki engellerin kaldırılmasıyla mümkündür. 
 
Teknolojik gelişmelerin doğal bir sonucu olarak, yazılı, görsel ve işitsel basının öneminin bir kat daha da arttığı günümüzde basın, toplumsal olaylar karşısında kamuoyu oluşturmak, demokrasinin güçlenmesine ve gelişmesine katkı sağlamak gibi çok önemli bir misyon yüklenmiştir.
 
Şeffaflık ilkesi çerçevesinde, hükümetlerin, denetlenmesi, değerlendirilmesi, doğruları ve yanlışları ile sorgulanması, gazeteciler aracılığı ile olmaktadır.  
 
Basın özgürlüğü, doğruluk ve tarafsızlık ilkelerinden taviz vermeden, hiçbir baskı, tehdit ve sansüre maruz kalmadan gazetecilerin görevini doğru bir şekilde yerine getirmesidir. Basının özgür olmadığı bir ülkede ne demokrasiden ne de insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Yani bir ülkede basın ne kadar özgürse, demokrasi de o kadar güçlü olacaktır.
 
Ancak bugün Türkiye’de, böyle bir tablodan söz etmek mümkün değildir!
 
İktidar çok sesli basın yerine sadece kendi bakış açısını yansıtan “tek sesli” bir basın oluşturmak istemektedir. Gazeteciler ve ifade özgürlüğünü savunanlar, haksız gerekçelerle demir parmaklıklar ardına kapatılmış, halkın haber alma özgürlüğü elinden alınmıştır. 
 
Günümüzde ‘gazeteciler için en büyük hapishane’ olarak anılan Türkiye’de basın emekçileri, susturulmak istenmektedir.  Basın özgürlüğünde son 9 yılda 56 sıra gerileyerek, 179 ülke arasında 154. sırada yer alan ülkemizde, bu vahim tablo durumu net olarak ortaya koymaktadır.
 
Gezi Parkı eylemleri basının tarafsızlığının bir kez daha tartışılmaya başlanmasına yol açmıştır. Penguen belgeseli yayınlamayı tercih eden, yaşanan olayları günlerce görmezden gelen, tek bir kare bile göstermeyen, gösteremeyen, özgür, yansız, doğru haber yapması gereken medya, halkın haber alma hakkına engel olmuştur.  
 
Gezi Parkı eylemleri süresince birçok gazeteci yazdıkları köşe yazıları ya da attıkları tweetler sebebiyle işten çıkarılmış; habercilik etiği çerçevesinde, kamuoyunu bilgilendirmek için 24 saat kesintisiz yayın yapan televizyon kanallarına ağır para cezaları kesilmiştir.
 
Bu nedenlerle basında sansürün kaldırılmasının yıldönümü olarak kutlanması gereken 24 Temmuz ülkemizde maalesef, bayram havasında kutlanmaktan çok uzaktır.
 
“İktidarın değil, halkın kalemi” olan doğru ve tarafsız bir medya;  köşe yazarlarının fikirlerinden dolayı demir parmaklıklar ardına gönderilmediği, hedef gösterilmediği ve işsiz kalmadığı; kamuoyuna haber ulaştırmak için yağmur, çamur demeden her şartta büyük bir özveriyle görev yapan basın emekçilerinin maddi olanaklarına kavuştuğu bir ülke özlemiyle, “kalemini onuruyla kullanan”, tüm basın emekçilerinin 24 Temmuz Basın Bayramı’nı kutluyorum.