Yerel seçimlere bir yıl gibi kısa bir süre kala, gazetemize konuşan eski çevre bakanı Fevzi Aytekin, çok sert konuştu. Büyükşehir belediye başkanlığına aday olacaklara adeta meydan okuyan Fevzi Aytekin, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Murat Ürtekin-Sayın bakanım, önümüzde yerel seçim var. Sizin de büyükşehir belediye başkanlığına aday olacağınızın duyumlarını aldım. Bu konuda ne diyorsunuz?
Fevzi Aytekin- Bu işi en ben bilirim. Tekirdağ’ın sorunlarına en çok vakıf olan benim. Tekirdağ’da yaklaşık240-260 civarında köy var. Bunların 200 tanesinin kanalizasyonunu yaptıran benim. Ne yüzle belediye başkanlığına aday olacaklar? O sorunları, eksikleri, fazlaları bilen benim. Bütün köylere 3-4 sefer ben gittim.
-Bu süre zarfında ne kadar projeye imza attınız?
-500 tane projenin altına imzamı attım. Varsa imzasını koyan anlayan, gelsin seçelim. Avrupa’ya ben gittim. Oradaki belediyeleri ben inceledim. Hangi yüzle çıkıp da bunlar belediye başkanı oluyorlar? Kapısından içeri giriyorlar, belediye başkanı oluyorlar. Sen daha belediyenin kapısından girmedin, nerden belediyecilik yapacaksın? Futbolu futbolcudan iyi bilemem ama belediyeciliği ben bilirim. Büyükşehir belediyecisi olmak için büyük düşünmek lazım. Bu işi yapacak olanı desteklemeliler. Mecburlar, çaresi yok. Aksi takdirde İstanbul’un hegemonyasında kalırız.
-Sayın bakanım, sizin bu konuda hazırladığınız projeler var mı?
-Güzel kardeşim, Adapazarı’nı büyükşehir biz yaptık, Onun altında imzam var benim.
-Nasıl yani?
-Bakan olarak imza attım ve mecliste oy verdim. Bu konuda en fazla bilgi sahibi benim. Yalnız bu yetmez. Kendi ufkun geniş olacak. Türkiye’nin bütün illerine, Avrupa’ya gitmişim. Özellikle İskandinav ülkelerinin belediye çalışmalarına hayranım. Adamlar özel köpek parkı yapmışlar. Kendi parkı ayrı, köpek parkı ayrı. Yeşillendirilmemiş bir metrekare bulamazsın. Doğaya, çevreye değer vermişler. Yalnız belediyelerin alt yapı, üst yapılarını yapmak yeterli değil Sosyal olarak da ufku geniş tutmak lazım. İnsanların eğitiminden tut, sağlığına kadar belediyenin bunu çalışması lazım. Teşkilatlarını kurması lazım. Bu da yetmez. Bütün kültürel faaliyetleri, tiyatrosu dahil yapması lazım. Bu kadar insanın Tekirdağ’da, kazalarında yaşadığını bilmesi lazım. Bunun için belediyelerde alt yapı oluşturulması lazım. Aksi takdirde İstanbul’un hegemonyasında kalırız ve Maalesef Edirne, Kırklareli’ne Tekirdağ sahip çıkması gerekirken, İstanbul çıkar ve İstanbul’un planları,sanayisi ve yerleşim alanları gelir.Trakya’nın belirli bölgelerine yerleşir.Şimdi en mühimi ne biliyor musun?Trakya’nın çevre düzenlemelerini üniversiteye yaptıran benim.Havza bazındaki projeler bunlar.Tek başına Tekirdağ’ı il olarak düşünemezsin.
-Ben de OSB’LER konusuna değinecektim sayın bakanım
-Ben (TAİ) ile Trakya’nın veri tabanını yaptım. Trakya’da ne yenmiş, hangi bitkiler varmış, Neler yaşanmış, hangi ormanlar varmış, şimdi yok olmuş, yolları, patikaları v.s.Bunlar boşa konuşuyorlar. Olmaz be güzelim.
-Peki, abi kardeş ilişkisiyle Haluk Öztrak ile Şu anda Çorlu’da başarılı işler yapan Ünal Baysan’ı nasıl görüyorsunuz?
-Güzel kardeşim, Ünal’ı severim. Çalışmalarını takdir ederim. Ama benim kadar bilgiye sahip olacağını zannetmiyorum. Ama girsin, adaylığını koysun, çalışkandır, bu kadar.
-Haluk bey?
-Kim, Haluk Bey? Haluk bey belediyeden anlamaz. Tekirdağ’a gelip de milletvekili olup da, Belediyeler yüzde seksen tekniktir. Yüzde yetmiş uygulamalardır. Yani tekniği bilmeyen, Trakya’da hiçbir köyü tanımayan, belki gitmiştir, insanlar beni babamdan dolayı tanır diyebilirler. Haluk iyi bir çocuktur. Ben severim Haluk’u.1991’ de beraber milletvekilliği yaptık kendisiyle. Hakikaten iyi bir insandır. Kişisel olarak bir şey demiyorum ama bu işi bilmez.
-Faik Öztrak’ı biliyordum ama Haluk Öztrak’ı bilmiyordum.
-Benimle beraberdi. Temiz bir çocuktur. Ben 91’de milletvekili olduğumda, hanımla beraber, rahmetli babası Orhan Öztrak’ı ziyarete gitmiştim onunla beraber. Örnek aldığım, çalışkan, memleketine sahip çıkan insanlardan çok değerli bir büyüğümüz. Tabi, onun çocukları kötü olamaz.
-Bir de Muratlı’da belediye başkanlığı olarak, DSP’DEN CHP’YE GEÇİŞ OLDU. Partinize artı mı, eksi mi olur?
-Onu seçimler gösterecek. EĞER BAŞKANLIK SÖZÜ ALMIŞSA OLABİLİR.
-Sayın Faik Öztrak böyle bir şey yok diyor!
-Ya tabi ki yok diyecek. Ama şu var, Muratlı, Hayrabolu, Çerkezköy bizim dönemimizde afete maruz kaldı. Seller aldı. Onlar üç misli para vermek için kararname çıkarttım ve meclisten geçirttim. Koruma altına aldığım ilçeler bunlar. Bunları ben bilirim, ben yaptım. Oraların sorunlarını biliyorum. Büyükşehir olmanın, bu işi bilmenin ve bunları bu dertten kurtarmak için bilen insanlar ancak vesile olur. Bilmeyen insan ne yapacak? Onun için, gerek afet kapsamında gerek şehrin konusunda gerek sosyal konuda bütün çalışmaları yapabilecek bilgi ve donanıma sahip benim. Yalnız Tekirdağ için değil Edirne ve Kırklareli’ne de yardım ettim. Köylere de Traktör olsun, kanalizasyon parası olsun, her şeyi verdim. Buraları gezip gördüm, sorunlarını ben bilirim. Ama bu işi iyi bilen iyi bir meclis şart. Ben daha şimdiden Saray’dan bir arkadaşıma haber gönderdim. Bana rapor getirecek. Bana bu işi iyi bilen, halk adamı insanlar lazım. Başkan yardımcısı yapacağız, bunların bilen insanlar olması lazım. Bu olmaz,ben bilirim demekle olmaz bu işler.Çok teknik olarak söyleyecek olursam,Almanya’da 1200 kilometre yol yaptım.Almanya havza bazında gelişmiş.Bu gelişmeden dolayı,tesisleri görme imkanı buldum.Her tesiste oturdum,hatta bir gece kaldım.İnceledim,araştırdım,sordum,soruşturdum,arıtmaların nasıl yapıldığını,ne düzende işlediğini,hepsini gördüm.
-Sayın bakanım, Sayın Mennan Yıldırım da Süleyman paşa belediye başkanlığına aday. Olası adaylığı ile sizin birlikte, onun da yurt dışı tecrübesi var. Birbirinize faydalı olacağınıza inanıyor musunuz?
-Güzel kardeşim, bakmak, görmek demek değildir. Görmek çok önemlidir. Ben Avrupa’ya, Japonya’ya, Amerika’ya, Güney Amerika’ya gitmiş olabilirim ama bakmakla görmenin arasında fark var. İnsanlar gitmiş, bir şeyler görmüş, kafalarında benimsemiş veya benimsememiş olabilir bilemiyorum. Araştırmak, sormak lazım. Meraklı insanların işi. Bu işi seversen yapacaksın. Sevmezsen bu iş hiç olmaz. Şöhret için, Nam için bu iş olmaz.
-Teşekkür ederim sayın bakanım.