Bakan Müezzinoğlu, toplantıda sağlık çalışanlarına hitaben yaptığı konuşmada, "Bu en büyük zenginliğe bizim katkımız olması, bu katkıyı aşk ile, sevda ile yapabilme bu mesleğin özelliği. İnşallah önümüzdeki dönemde gerek meslektaşlarımızın, özverileri, fedakarlığı, mesleğe olan saygısı, tutkusu ile bugün yüzde 30’lardan aldığımız vatandaş memnuniyetimizi nasıl yüzde 75'lere taşıdıysak inanıyorum ki bu memnuniyeti her geçen gün daha iyi noktalara taşıyacak. Diğer taraftardan da o yakın coğrafyamıza daha güçlü mesajları verecek ve Dünya Sağlık Örgütünün son 10 yılda, 'başarılı süreci nasıl başardığınızı anlamakta zorlanıyoruz’ cümlelerine onların anlamasında zorlanacakları yeni yeni cümleler inşallah ilave ettireceğiz. Biz matematik medeniyetinin değil, bereket medeniyetinin mensuplarıyız. Biz hesap medeniyetinin değil, fedakarlık ve özveri medeniyetinin mensuplarıyız" şeklinde konuştu.
“YENİ DOĞANI YAŞATMALIYIZ”
Kırklareli'de prematüre doğan bebeğin devlet hastanesinde yeni doğan yoğun bakım ünitesi olmaması dolayısıyla yaşatamamanın üzüntüsünü yaşadığını kaydeden Bakan Müezzinoğlu, "Yeni doğanı yaşatmalıyız. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın, insanı yücelt ki devlet yücelsin anlayışının mensuplarıyız. 2002 yılında 665 olan yeni doğan yatak sayımız 3 bin 114’lere çıkmış. Buna rağmen bu kış veya geçtiğimiz günlerde yine bir evladımızı prematüre de olsa bir evladımızı Kırklareli’de yaşatamamanın, ona 3. basamak yoğun bakım ortamını sunamamanın vicdani ezikliğini, vicdani sorumluluğunu hissediyorum. 750 gram olsa, çok erken doğsa bile, 750 gramlık bebekleri, avucumuzun içinde tutmaya korktuğumuz, o canı, yüreği, o atan canı yaşatabilmek dünyaya sunabileceğimiz en büyük zenginlik” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DEKİ SAĞLIKTA GELDİĞİMİZ BAŞARIYI ONLARIN ANLAMASI ÇOK MÜMKÜN DEĞİL”
Yunanlı doktorları eleştiren Müezzinoğlu, “Selanik'te 10 Kasım’da Büyük Önderin ölüm yıl dönümünde katıldığım törende, Tabip Odası yönetimi ile görüşmek istedi. Görüştüğümüzde Yunanlı hekimlere orada işsizlik var, hekimler işsiz kaldı, biz de Yunalı hekimleri alırız dediğimizde benimle görüşmek istediler. Birçok konuyu görüştük. Tabip Odası Başkanı bana dedi ki orada mesai saati kaç saat? Bende dedim ki sabah 8 ertesi sabah 8. Birden şaşırdı. Nasıl olacak dedi. Ben de bizde hasta oldukça her zaman bakarız. Bizde mesai 3, 4 biter yok, 5’te biter yok biz hep bakarız. Yeter ki hastamız tedavi olsun. Bizim hekimler 4 saatten fazla çalışmaz dedi. 4 saatten fazla çalışma ama biz işsiziz diyen hemen yan tarafında matematik medeniyeti mensubu, bir meslek grubu ve ya çalışan grubu ama bizde 20 bin uzman hekim açığımız var. Bu uzman açığımızı, yine arkadaşlarımız kapatıyor. Arkadaşlarımız bu açığı özveriyle kapatıyor, fedakarlıkla kapatıyor ve meslek aşkı ile kapatıyor, meslek sevdası ile kapatıyor. Bu millete olan karşı duyduğu vicdani sorumlulukla kapatıyor. Türkiye’ deki sağlıkta geldiğimiz başarıyı onların anlaması çok mümkün değil. Biz başarmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımızın fedakarlıklarını yok farz etmeden, hak ve hukuklarını gözeterek onların yarınlarını bu günden daha iyi olmasını mutlaka başararak, planlayarak bu yolculuğu yapacağız” dedi.
