Çorlu’da bir restaurantta basın mensuplarıyla bir araya gelen Türkkan, gündemdeki yangın, iktidar ve Tekirdağ ile ilgili sert ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yangın konusunda hükümeti adeta topa tutarken, Ergene nehrinin kirliliği nedeniyle TBMM başkanı ve Tekirdağ Ak Parti Milletvekili Mustafa Şentop’a da eleştirilerde bulundu. Lütfü Türkkan yaptığı basın açıklamasında;
“Türkiye 6 gündür bir felaketin içindedir. İddialardan birisi PKK terör örgütü olduğu söyleniyor. Bununla ilgili devletimizin ciddi bir çalışma yaptığını düşünüyorum. Eğer bu terör örgütü 71 yerde yangın çıkaracak kadar güçlüyse, “devletimiz ne yapıyor?” diye soruyorum.
İçişleri Bakanı en son 264 tane terörist kaldığını iddia etmişti.71 ayrı yerde yangın var. Ya bu sayı yanlış ya da 71 ayrı yerde yangın çıkaracak kadar organize bir çalışma varsa, devletin istihbarat kurumları ne iş yapıyor? İklimin ve sıcaklıkların fazla olmasının, yangınların yayılmasında etken olduğunu düşünüyorum. Bütün bu olaylar karşısında ortaya çıkan şudur; Türkiye bu yangın felaketi karşısında maalesef üzülerek söylüyorum, hükümet aciz kalmıştır. Türk hava kurumunun uçakları hangarda bekliyor, THK ile Orman Bakanlığı arasındaki inat yüzünden o uçaklar yatarken, aynı uçakların benzerini biz İspanya’dan rica ile getiriyoruz. Bunun ismi acizliktir, yönetememektir.
Hükümetler kriz dönemdeki başarıları ve başarısızlıklarıyla anılırlar. Bu orman yangını,19 yıllık Adalet ve Kalkınma partisi iktidarının en başarısız olduğu dönemin başına yazılacaktır. Bizim uçağımız yok. Niye yok? Var da kullanmıyorsanız, bu ayrı bir şeydir. Yoksa, neden almadınız? Varsa neden kullanmadınız? Sarayın harcamalarından biraz kısarsanız, her ay bir uçak Alırsınız. Yeter ki saraydaki porsiyonları küçültün. Türkiye bunu alabilecek güce sahiptir. Ekonomik gücü de var ama bunu alabilecek basirette bir hükümet olmadığını da gördüm. Millet yanarken haklı olarak Dünya’ya çağrıda bulundu. Evi, hayvanı, ormanı, tarlası yandı. Onlar Dünya’ya çağrıda bulunurken, siz Türkiye’yi aciz göstermeye çalışıyorsunuz.
Avrupa birliği açıklama yaparak, “Türkiye’nin talebi üzerine biz yangın çalışmalarına destek verme kararı aldık” Dedi. Bundan şunu anlıyoruz, siz burada yardım isteyenleri teröristlikle, Türkiye’yi aciz göstermekle suçlarken, siz resmen yardım talep etmişsiniz. Bu ayıp da değil, günah da değildir. Yardım tabi ki istenebilir. Âmâ vatandaş isterken veya muhalif taraf isterken ben diyorum ki, karanlıkta yalvarma, meydanda efelenme. Yardım istemek, yeterli kalamıyorum, yardım edin demektir. Burada yeterli kalamamak yok çünkü hiç uçağımız yok. Böyle bir felaketin eşiğinde Türkiye olarak dua etmeye çıktık. Yağmur duası ediyoruz. Bu arada yangın haberleri gelmeye de devam ediyor. Dualarımız kabul olur da yağmur bir an önce yağar. Bu yangın belasından kurtuluruz. Bu yangın duasıyla birlikte, ilk seçimde bu iktidardan da kurtuluruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiğimizden bu yana Türkiye’nin başına gelmedik kalmadı. Ekonomi tepetakla, Demokrasi rafa kalktı. RTÜK yangın görüntülerini yasaklama genelgesi hazırlamış. Yangını söndürdüyseniz yayınlamayız ama aksi durumda demokrasi rafa kalkmıştır. Haber alma özgürlüğünün önüne geçilme uygulamalarıyla karşı karşıyayız. Basın ciddi bir baskıyla karşı karşıyadır. RTÜK’ÜN alt kademedekilerin yayın kuruluşlarını arayarak ceza kesme tehdidinde bulunduklarını biliyorum. Burası Hitler’in Almanya’sı, Stalin’in Rusya’sı mı? Haber almanın haber vermenin suç sayıldığı sistemin adı demokrasi olabilir mi? Anayasanın 38.maddesi buna engeldir. Anayasanın 38. Maddesi, “suç olmayan fiilden dolayı insanlar cezalandırılamaz” Diyor. HABER VERMEK BİR SUÇ DEĞİLDİR. Bu yayın kuruluşlarına ceza veremezsiniz. Bu şekilde tehdit ederseniz, anayasa suçu işlemiş olursunuz ve bunun hesabı bir gün size sorulur karanlık günleri siz de yaşayacaksınız. Yangına yardım edeceklerin önüne engel koymayalım, belediyeleri siyasi olarak ayırmayalım. Yanan CHP’Lİ İyi Partili, Ak Partili değil, ülke yanıyor, Yanan Türkiye’dir. Yangını bile kutuplaştırma meselesi yapmayalım. Ekonomik sıkıntılar var ama bitecek. Adalet ve Kalkınma Partisi gittiği gün, hiçbir şey yapmadan ekonomik sıkıntılar yüzde elli oranında bitecek. Türkiye’deki gençlerin yüzde 76’sı yurt dışına gitmek istiyor. Ekonomik sıkıntıdan değil, gençler önce özgürlük ve Demokrasi istiyor. Siz Demokrasi ve özgürlüğü sunamazsanız, gençleri bu ülkede tutamazsınız. İlk seçimde iktidar da Cumhurbaşkanı da gidecek. Meral Akşener Cumhurbaşkanı olacak.
Çorlu da Kocaeli gibi sanayi merkezidir ve Tekirdağ siyasetine yön veren bir ilçedir. Meclis başkanı Tekirdağ milletvekili olduğu için şanslı bir vilayet olmalıydı ama o kapkara akan Ergene’nin sularının eski haline gelmesi için daha mecliste tek bir adım atılmadı. Sayın Mustafa Şentop Tekirdağ için önemli bir şahsiyet ama kapkara akan Ergene için hiçbir adım atılmadı. Bu konunun takipçisi olacağız. Meclis başkanımıza bu konuda verdiğimiz soru önergesine halen cevap gelmedi. Ergene Trakya’nın hayat damarıdır. ERGENE BÖYLE AKMAYA DEVAM EDERSE, BÜTÜN HAYAT DAMARLARI KESİLMİŞ DEMEKTİR.SAYIN MECLİS BAŞKANIMIZA Tekirdağ’dan sesleniyorum; “GELİN TEKİRDAĞ’A, TRAKYA’YA, ERGENE’YE SAHİP ÇIKIN.
Kendi seçim bölgenizde böyle bir rezalet yaşanırken, böyle bir meseleye el atmamanız uygun olmaz. Tekirdağlıya yakışmaz. Tekirdağ’a yapılan uygun bir davranış olmaz. Ergene nehrinin kirliliği konusunda meclis başkanının hükümeti gerektiği şekilde uyaracağını umuyorum” Dedi.
Basın istişare kahvaltısının ardından Çorlu TSO ve Çorlu Tarım Fuarını ziyaret eden Lütfü Türkkan, ilçeden ayrıldı.