Anadolu insanının ekmek kapısı olan bir ilçeden bahsediyoruz. Her yıl binlerce göç alan ve iş imkanı sağlayan bir ilçeden bahsediyoruz. Devlete vergi veren binlerce fabrikalardan bahsediyoruz. Büyük ihracat ve ithalat yapan sanayici ve iş adamlarının var olduğu bir ilçeden bahsediyoruz. Ülkemiz adına katma değer üreten bir ilçeden bahsediyoruz. Yüzlerin ve binlerin iş , aş ve ekmek kapısı olan bir ilçeden bahsediyoruz. Beyinlerindeki politik düşünceye bakılarak ayrımcılığa maruz kalan bir yatırım bölgeden bahsediyoruz.
Yıllardır ulaşım anlamında metrolar- tramwaylar – hızlı tren yatırımı yapılamayan bir bölgeden bahsediyoruz. Kısacası Türkiye’nin can damarı ve şah damarı olan bir bölgeden bahsediyoruz.
Hal böyle iken Çorlu deresi rezalet içerisinde akmaya ve zehir saçmaya devam etmektedir. Bir çok kez yerli ve ulusal basında konu gündeme gelmesine rağmen bir çözüm üretilemedi. Çorlu deresi kanser üreten ve insanların ölümüne neden olan bir nehir haline gelmiştir.
Trakya üniversitenin daha önce yapmış olduğu anket çalışmalarında da yer aldığı üzere hanelerin 5,15 kansere maruz kalmaktadır.
Trakya bölgesinin en önemli ve etkin sivil toplum kuruluşu olan Ergene Tokatlılar Dernek Başkanı Sn. Sinan genç ve halkla yapılan istişareler neticesinde sorumlulardan çözüm beklediklerini dile getirmişlerdir. Halk sağlığı tehdit altında olması nedeniyle halk uluslar arası mahkemeye müracaat edileceğini vurgulamışlardır.
Tüm sorumluların cezalandırılmasını talep etmektedirler.
Yaklaşık 1500 fabrikanın kimyasal atıkları bu dereden geçmektedir. Bu kimyasallar yüzünden hiçbir canlı dere içerisinde yaşama imkanı söz konusu değildir. Binlerce sütünü ve etini yediğimiz hayvanlar bu dereden zehirli , kanser ve çeşitli hastalıklara neden olan bu suyu içmektedir. Özellikle sağlık mahallesinde ve bu dere etrafında yaşayan binlerce insanın sağlık durumları tehdit içerisindedir. Bataklık hanine dönüşen dere pis kokular saçarak ilçe ve etraftaki sakinleri ciddi olarak rahatsız etmektedir. Özellikle fabrikaların gece bıraktıkları zehirli kimyasallar halkın nefes almasını etkilemektedir.
Çerkezköy’den Saroz Körfezine kadar zehir saçan bu dereyi kimler niçin ilgilenmezler bilinmez. Seçim meydanlarında boy gösterenler bu dere etrafında neden dolaşmazlar bilinmez. Söz konusu halk sağlığı olunca kimseler ses çıkarmaz. Konu bireyin yaşam hakları olunca kimse gündeme almaz.
Çorlu deresi kara leke olarak akmaya devam ediyor. Bu kara leke tüm sorumluların yüz karası olarak tarihe not düşülmektedir. Su her şeyi temizler ama yüz karasını asla temizlemez.
Bu bataklık akmaya devam ettiği sürece yüz karası yüzlerden kesinlikle silinmez.
Çözüm bekleyen Çorlu deresinin yolu uzun , çözümü Yusuf Uzun" Dedi.