DORA Bakoyannis, Yunanistan’da yükselen bir siyasetçi... Olimpiyatlar sırasında, Atina’nın belediye başkanlığını yaptı, Dışişleri ve Kültür bakanlıklarında bulundu. Eski başbakanlardan Miçotakis’in kızı. Modern Yunanistan’ı oluşturan Venizelos da dayısı.
Gazeteci olan eşi 17 Kasım Terör Örgütü tarafından bir suikastta hayatını kaybeden Bakoyannis, sık sık Türkiye’ye geliyor; çok sayıda siyasetçi dostu var... Nitekim, iki günlük İstanbul ziyareti sırasında kendisine ‘bakan protokolü’ uygulanması AKP’nin kendini ciddiye aldığını gösteriyor. ‘Demokratik İttifak Hareketi’ni daha 21 Kasım’da kuran Bakoyannis’in, ikinci yurtdışı gezisini İstanbul’a yapması ve Mövenpick Hotel’de ‘Babıâli Toplantıları’nda konuşması onun da Türkiye’ye verdiği önemin bir başka göstergesiydi.
Kriz ortamında hızlı bir örgütlenme süreci sonunda, 3 ay veya 3 yıl arasında başbakan olursa şaşırmamak gerekir. Türkiye’deki 2001 krizi düşünülürse, AKP ile benzerliği söylenebilir.
AB gözüyle çok önemli değerlendirmeler yaptı. Türkiye’nin ekonomik anlamdaki gelişmesini övdü ve Başbakan Erdoğan için “Güçlü ve akıllı bir lider” dedi.
KİLİT NOKTA KIBRIS
- Toplantının yöneticisi Av. Osman Ataman (yardımcısı da Tekirdağ Belediye Başkanı ve Doğu Batı Belediyeler Birliği Başkanı Dr. Adem Dalgıç’tı) unutulan bir gerçeği hatırlattı. Bakoyannis’in babası Miçotakis’in 1967’de askeri cunta döneminde, dönemin AP’li Dışişleri Bakanı Çağlayangil’in yardımıyla Türkiye’ye kaçmayı başarmış ve 1974’te ülkesine göre dönene kadar sürgün hayatı yaşamıştı.
Bakoyannis’in, kendi partisinin programı ile Türk-Yunan ilişkileri konusunda söyledikleri ve verdiği yanıtlar arasında Türkiye’ye de mesajlar vardı. Özetle:
- Yunanistan, 1920’lerden beri toprak iddiasında olan bir ülke değildir. İki ülke arasında ‘kilit nokta’ Kıbrıs’tır. Eroğlu, Kıbrıs’ta işleri kolaylaştırmıyor. Türkiye kendisini daha uzlaştırıcı bir tutuma yönlendirebilir. Rum kesiminin ekonomik refahı Yunanistan’dan daha iyidir.
- Yunanistan ve Türkiye, hem jeopolitik hem stratejik olarak merkez ülkelerdir. Türk-Yunan ilişkilerini verimli hale getirmeyi her zaman düşünmüşümdür.
ULUSLARARASI MAHKEME
- Ege denizi işbirliği denizi olmalıdır. Yunanistan’ın toprak varlığının üçte biri adalardan oluşuyor. Türkiye, adaların ne olduğunu görmek istemiyor. Kıta sahanlığına bağlı bir çözüm bulmalıyız. Kıbrıs ve Ege Denizi meselesinde, siyasi bir anlaşmaya varılmazsa, uluslararası mahkemeye gitmeliyiz.
- AB bir ‘kısırdöndü’ teorisidir. Türk yönetimi, ‘alakart’ olarak kuralları seçebilir. Türkiye, reformları geciktirince, karşıt ülkeler propaganda yapıyorlar. Türkiye’nin bu kısırdöngüyü kırması lazımdır. Kısırdöngüden de çıkabilir.
Türkiye’nin tam üyeliğini destekliyoruz.
- Belediye başkanı olmak cumhurbaşkanı olmaktan zordur.
- Askeri harcamaları kısmamız lazım. Savunma bakanlıklarının etkisiz hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. NATO varken Türkiye’ye batıdan kimse hücum etmeyecektir. Niye bu parayı harcıyoruz? Sonuçta bu harcamalar vatandaşın cebinden çıkıyor.
- Türkiye çok sayıda kriz yaşadı ama bizde bir tek kriz oldu, o da büyük... İktidardaki PASOK’un sert çekirdeği sendikalardır. Hiçbir zaman üzerine gidemedi, ama ben üzerlerine gidilmesi görüşündeyim.
BİZİ KRİZ DOĞURDU
- Açıkça söylemeliyim; Demokratik İttifak Hareketi’ni kriz doğurdu. İlk başta hemen 6 bin kişi üye oldu. Daha 15 günlük partiyiz, ben dahil 5 milletvekilimiz var. Batı Trakya’dan eski milletvekili, hukukçu İlhan Ahmet de bize katıldı. Orasını da ziyaret ettim. Programımız mı? Ekonomide, özgürlük ve hukuk anlamında liberal; sosyalde ‘sosyalist’iz.
Normal seçimler 2013’te yapılacak. (Bilgi Üniversitesi mezunu, Türkolog, siyasi danışman Anastasios G. Chatzivasileiou; Pasok ve Yeni Demokrasi’den katılım beklediklerini söyledi bize...)
- (Batı Trakya’dan bakan yapar mısınız?) Ben kişinin cinsiyetine ve etnik kökenine bakmam. Benim için kişinin nitelikleri ve becerisi önemlidir. Tabii bu nitelikte bir partilimiz varsa bakan da yaparım.
Batı Trakya’da anaokulu açıldı; Müslüman halk Türkçe öğretmen istedi.
Kendi dillerini öğrenme hakkı olduğu kadar yaşanılan devletin dilini de öğrenme zorunluluğu tabii olacaktır.
- Politik alanda bir açılım yapmamız lazım. Türkiye bize en iyi örnektir. Her şey değişiyor dünyada. Her bir an hayat değişiyor.
- Türkiye ile sorunlarımızı aşacağız. Her işi çözebiliriz. Karşımıza çıkan her soruya açık cevaplar vereceğim.
- Yunanistan tek kültürlü bir ülkedir. 1990’dan sonra her şey değişti. Başka ülkelerden Müslümanlar geldi. Atina’ya camiyi yapacağız. Bu konuda daha hızlı davranmalıydık. Müslüman mezarlığı var. Osmanlı döneminden kalan eserler (Batı Trakya) restore edildi ve ediliyor.
Dora Bakoyannis, örgütlenme modelinde AKP’den yararlanacak mısınız, sorusuna açık cevap vermedi ama “Her ülkenin şartları başkadır” dedi.
Yandaş yargı devlet aleyhine dava açamaz
İKTİDAR, hâkim ve savcılara dava açılmasını engelleyen yasa getiriyor. Bu ancak diktatörlüklerde görülür. Diktatör, kendi yararı ve hâkim ve savcıların kendine yandaş olmaları için emniyet güçleri ve askeri güçlerin yanında yargıyı da kendine bağlamak, yandaş yapmak için böyle davranır.
Tazminat davalarının devlete karşı açılması demek, bu gibi kişilerin verdiği zararı devlet toplanan vergilerle ödeyecek demektir. Vergileri vatandaş ve kurumlar verir. Yani tazminatı vatandaş ödemiş olur. Bu hukuka ve eşitliğe aykırıdır.
Niçin hâkim ve savcılarla kolluk kuvvetlerinin verdiği zararı devlet ödüyor da vatandaşın sebep olduğu zararı ödemiyor? Ülkede farklı sınıflar mı yaratılıyor? Bu ancak diktatörlükte görülür.
Bu şekilde, devlet aleyhine de dava açılamayacak demektir. Açılırsa yandaş yargı devlet aleyhine karar veremez. Haklı olarak kabul edilmeyen devlet aleyhindeki kararlar da haksızlık olarak görülür. Dürüst hâkim ve savcılar töhmet, suçlama altında kalır. Buna yargı mensuplarının da karşı çıkması gerekir. Aynası iştir kişinin... Şu andaki kanunlarda hâkimler ve yargı itibarı yeterince koruma altındadır. Böyle bir teşebbüs varsa hukuka, Anayasa’ya aykırıdır.
Devlet ödediği tazminatları ilgilisinden geri alabilecekmiş. AİHM, yürütme organı ve memurların verdiği zararlardan ötürü Türkiye’nin büyük tazminatlar ödemesine karar vermektedir. Bunların kaç tanesini geri almıştır devlet? Bunun açıklanması gerekir.