Hayatı ve şairliğe merakını ilginç bir üslupla ifade eden şiar Celal Çalık, “2004 yılında, “edebiyat defteri isimli gelişmiş bir edebiyat sitesi vardı.Oraya ilk katıldığımda,benden bir rumuz istediler.Kendi ismimi vermek istedim,kabul etmediler.Ayrıca,kabul edilmen için bir şiir göndermen lazım dediler.Ben de yakınlarda “Kardanadam” diye bir şiir yazmıştım.Ben de “Kardanadam” şiirimi gönderdim.5-6 yıl o sitede “Kardanadam takma ismiyle şiirlerimi yayınlayınca,adımız “Kardanadam”kaldı.Şiir benim hayatımda önemli bir yer etmektedir.Ben,Malkara’nın Kırağılı köyünde 1955 yılında doğmuş bir köylü çocuğuyum.Sadece bizim köyündeğil,her köyün bir şairi vardır.Bu şairlerin çok etkisi altında kaldık.Daha çocukken bizim şiirsel atışmalarımız vardı.Köy şairliğine özenen bir adamben kazları eve getirirken, “Celal bu kazlar sana helal” dedi.Benim çok hoşuma gitti.Ertesi gün adam köyün sığırını almış giderken ben de bağırdım, “Nazım,elalemin hayyvanlarıyla uğraşmak sana ne lazım” dedim.Adam sığırı bırakmış.Şiire ilk özentim böyle başladı.Hatta çok ilginçtir,çeşme başında kadınlar kavga ederken,kafiyeli küfürler ederlerdi.Kemal Sunal filmlerinde şoförler birbirlerine manili atışırken izledik ama,ben kırsal kesimde bunları yaşayarak gördüm.Tekirdağ’da yazar ve şair enflasyonu yaşanmasına gelince,gelişmiş ülkelerde bu tür kaoslar yaşanır.Ben bunu bir piramit gibi düşünüyorum.Piramidin en altındaki taş sayısı çok fazladır.İkinci kattaki biraz daha azdır,een üstte bir tane taş vardır.Bu ülkede yeniden bir sanat tesis edilecekse,bunu gayet doğal ve normal görüyorum.Bu kadar kalabalık olması,en iyilerini ortaya çıkaracaktır.Bu hengamede,bu kaosta,ben hiç kimsenin yaşarken belirli bir üne kavuşacağını sanmıyorum ama zaman içerisinde yerini bulacaktır.Edebiyat bir yaşam biçimidir.Cahit Sıtkı Tarancı, “yazmazsam ölürüm” demiş.Şairlik,toplumun kabul edip belirleyeceği bir olaydır.”Dedi.
YAZAR MİNE ENGİN TEKAY; “MİNE,HAYATIN İÇİNDE BİR KAR TANESİDİR”
“Sardunya Kokan Kadınlar” adlı kitabıyla bir anda kadınların gözünde fenomen hale gelen ve son çalışmasında “Kadın cinayetlerini durduracağız”sloganıyla kitaplarının gelirini şiddet gören kadınlara bağışlayan üniversite fen-edebiyat bölümü öğretim üyesi Mine Engin Tekay da, “benim derdim kitap yazarak ünlü veya popüler olmak değildir.Toplumun yapı taşı ve hayatın yükünü çeken kadınların günlük yaşamdaki dramlarını tüm kitlelere yansıtmak,şiddet ve cinayete kurban giden kadınların yaşam standardının düzeltilmesi için çaba sarfedenlerin yanında çorbada tuzum olmasını sağlamaktır.Görünen o ki,kadınlarımızın bana gösterdiği sevgi ve ilgi,bu yönde doğru bir çaba ve çalışma içinde olduğumuzun somut bir göstergesidir.Buraya gelen halktan ve siz basın mensuplarından dostlarıma ifade etmek istediğim tek nokta,beni ben olduğum,beni hayatın dramını en ağır şekilde hissedenlere destek veren duyarlı insanlar içinde küçük bir nefer olduğum için tanımanızdır.Mine Engin Tekay,hayatın içinde bir kar tanesidir ve sardunyanın ifade ettiği morluğun,kadınların yüzünde morluk olarak algılanması değil,Misk-i Amber hoşluğunda sardunya kokusu olmasını ifade eden naçizane bir edebiyatçıdır.”Dedi.
Celal Çalık ve Mine Engin Tekay’ın konuşmalarının ardından,Süleymanpaşa belediye başkan yardımcısı Gülferah Güral tarafından kendilerine birer plaket takdim edildi ve imza törenine geçildi.Bir öğrencisinin Mine Engin Tekay’ın boya kalemiyle yapmış olduğu resmini hediye etmesi,yazarın duygulu anlar yaşamasına ve gözlerinin buğulanmasına neden oldu.İmza töreniyle etkinlik sona erdi.