Çorlu kent konseyi başkanı Ramadan Cesur organizasyonluğunda Çorlu’da gerçekleştirilen Trakya kent konseyleri toplantısında,Çorlu kent konseyi başkanı Ramadan Cesur anlamlı açıklamalarda bulundu.Birlik ve beraberlik içinde ortak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Ramadan Cesur;
“Trakya Bölgesi, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısıdır. Stratejik öneme sahip kentlerimiz, gerek sanayileşmenin yüksek olması gerekse tarım arazilerinin verimli olması nedeniyle Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Fakat bu bölgedeki kentlerimizde yatırım planlaması yeterli değildir. Trakya’daki şehirlerin bütçeden aldıkları pay ile sağladıkları katkı arasında büyük bir uçurum bulunmaktadır.
Amacımız, bölgemizin sorunlarını çözme adına adımlar atmaktır.
Bir diğer amacımız da, Trakya’nın sahip olduğu güzelliklerin ve avantajlarının tüm ülkeye duyurulması olmalıdır. Kırklareli’mizin yeşili ile Tekirdağ’ın, Çanakkale’nin, Silivri’nin mavisini buluşturmalıyız. Edirne’mizin tarihi konumunu da fırsata çevirip bölgemizin turizm potansiyelini arttırmalıyız. Şehirlerimizin markalaşması adına iletişim çalışmaları gerçekleştirmeli ve o şehrin, en güçlü olduğu alanda öne çıkarmalıyız.
Ayrıca yöresel ürünlerimize ve geleneklerimize sahip çıkmalıyız. Kültür, üretmek demektir. Kent kültürü denilince de kentsel üretimden söz etmek gerekir. Tekirdağ köftemizi, Edirne tava ciğerimizi, Kırklareli hardaliyesi ve Edirne peynirimizi, Şarköy şarabımızı ve daha pek çok bölge ürünümüzün markalaşması yolunda belediyeler ve sanayi odaları koordinasyonunu sağlamalı, yerel bilinç oluşturmalıyız. Gittikçe kaybolan yöresel deyişlerimize, türkülerimize ve folklorumuza sahip çıkma yolunda atmamız gereken büyük adımlar bulunmaktadır.
Trakya, Türkiye’nin en büyük endüstri bölgelerini topraklarında barındırıyor. Kentlerimizin yanı başına yapılan endüstriyel tesislerin bizleri doğrudan etkilediğini göz önünde tutarak; kentli olarak, bu yapılaşmalara müdahil olmak zorundayız.
Bir zamanlar Trakya’nın can damarı olan Ergene’yi eskisi gibi hayat veren bir nehre dönüştürmeyi çocuklarımıza borçluyuz. Hem Ergene hem de bölgemizde yapılması planlanan; termik ve nükleer santral projeleri hakkında halkımızı bilinçlendirmede ortak hareket etmeliyiz.
Çünkü şehirlerimiz coğrafi olarak birbirleriyle oldukça yakın. Bu projelerden kaynaklanacak herhangi bir tehdit, tüm bölge için felaket demek olacaktır. Bölgemize, çevremize, sağlığımıza, besin kaynaklarımıza, zararlar verebilecek projeler karşısında tek ses olarak hareket etmeliyiz.
Kısaca hem kültürümüzü korumalı hem de geleceğin yaşanabilir bölgesini yaratmak üzere azimle çalışmalıyız. Yaşamak, teknolojiyi sürdürülebilir bir şekilde kullanmak ile mümkündür.” Dedi.