Otomobilin kiralandığı servise ulaşan polis, araçta GPS ( Küresel Konumlama Sistemi) cihazının olduğunu öğrendi. Bunun üzerine bilgisayar başına oturan polisler otomobilin saldırı sırasında olay yerinde olduğunu tespit etti. Ardından otomobilin gittiği güzergahı belirledi. Otomobilin durduğu bütün noktaların adresleri bu sayede tespit edildi.
Polis bu adreslerde oturan şüpheliler arasında Abdullah Uçmak'ın da olduğunu tespit etti. Organize polisi hemen arşivlerini incelemeye başladı. Uçmak ile Tatlıses arasında bir husumet yaşanmıştı. Tatlıses'in yakınlarının eski menajeri Hasan Bora'nın işyerini silahlarla taradığı belirlendi. Uçmak burada bacağından yaralanmıştı. 13 yıllık husumet bugüne kadar sürdü. Polis elde ettiği bu bilgileri soruşturmayı yürüten savcılığa sundu. Savcılık arama ve gözaltı kararlarını hakime gönderdi. Kararların onaylanmasının ardından bu adreslerde oturanlar takip edilmeye başlandı.
Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses'e yönelik silahlı saldırıyı düzenledikleri öne sürülen, aralarında Tatlıses'e yönelik 1998'deki silahlı saldırı olayının azmettiricisi olarak yargılandığı davada ceza alan Abdullah Uçmak'ın da bulunduğu 20 kişi dün gözaltına alındı.
Polis, kamera kayıtlarından yola çıkarak saldırıda kullanılan aracı tespit etti. Bir oto kiralama şirketinden kiralanan aracın GPS'inden de (Küresel Konumlama Sistemi) aracın saldırı saatinde Maslak Nurol Plaza'da olduğu doğrulandı. Saldırıda silahı Abdullah Uçmak'ın kullandığı öne sürüldü.
Uçmak kullanıyordu iddiası
İbrahim Tatlıses'in ağır yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıya ilişkin olarak çalışmalarını yürüten polis ekipleri, kamera kayıtlarından yola çıkılarak tespit edilen, saldırganların olayda kullandığı otomobili dün Anadolu yakasında ele geçirdi. Yapılan araştırmaların ardından 25 ayrı adrese operasyon düzenleyen polis, olayla ilgili olarak 20 kişiyi gözaltına aldı. Tatlıses'e yönelik 1998'deki silahlı saldırı olayının azmettiricisi olarak yargılandığı davada ceza alan Abdullah Uçmak'ın da aralarında bulunduğu 20 şüpheli, Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Polis, saldırıda kullanılan Kalaşnikof marka otomatik tüfeği de buldu. Saldırıda silahı Abdullah Uçmak'ın kullandığı öne sürüldü.
Polisten edinilen bilgiye göre, Abdullah Uçmak ile çetesi, polisin teknik takibinden kurtulmak için saldırı öncesinde ve saldırı sırasında "hazır kart" kullandı. Çete, saldırıdan önce, "kullan at" diye tabir edilen "hazırkart" aldı. Çete daha sonra telefonlarını aktif hale getirdi. Tatlıses'e saldırı düzenleyen çete, daha sonra bu sim kartları imha etti ve ortadan kayboldu.
Çalışmalarını sürdüren polis, bölgedeki tüm güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Saldırının gerçekleştirildiği gri renkli Linea marka aracın plakasını tespit eden polis, bu aracın bir oto kiralama şirketine ait olduğunu belirledi. Oto kiralama şirketiyle temas kurulunca araçta GPS (Global Positioning System-Küresel Konumlama Sistemi) bulunduğu öğrenildi. Yapılan incelemede, aracın saldırı saatinde İbrahim Tatlıses'in program yaptığı Maslak'taki Nurol Plaza'nın önünden sinyal verdiği tespit edildi.
'TAK' iddiası doğru çıkmadı
TRT Haber'in istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İbrahim Tatlıses'e saldırıyı terör örgütü PKK'nın alt kolu TAK'ın üstlendiğinin öne sürüldü. Daha çok intihar saldırısı ve bombalı eylemlerle sesini duyuran TAK, 8 Haziran 2010'da İstanbul Halkalı'da 15 polisin yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırıyı da üstlenmişti.
'Adanalı Apo' olarak biliniyor
Adana'nın Kadirli ilçesinden olan ve "Adanalı Apo" olarak bilinen Abdullah Uçmak, buradaki yerel mafya gruplarıyla husumetinden dolayı Adana'dan ayrılarak İstanbul'a geldi.
Dönemin ünlü organizatörü ve aynı zamanda hemşehrisi olan Hasan Bora'nın yanına gidip gelmeye başladı. Aynı zamanda Tatlıses'in ortağı Hasan Bora ile Tatlıses'in arası 1998'de açılınca, Tatlıses'in ofisi Bora ve adamları tarafından basıldı. Uçmak, Bora'dan yana tavır aldı.
Tatlıses'in oğlu Ahmet Tatlı ve adamları da Bora'nın ofisini basarak etrafa ateş etti. Baskın sırasında hemşehrisi olan Hasan Bora'yı ziyarete gelen Abdullah Uçmak ve bir adamı yaralandı.Bu olaydan sonra Tatlıses ile arasında husumet başlayan Uçmak, Tatlıses'i tehdit ederek "kan parası" istedi. Tatlıses'in bu talebi reddetmesi üzerine tehditleri devam etti. Uçmak ve adamları 2002 yılında Tatlıses'i tehdit ederek para istedikleri iddiasıyla gözaltına alındı.
Avukatına 'ilgim yok' dedi
Tatlıses'e yönelik silahlı saldırıya ilişkin gözaltına alınan Uçmak'ın avukatı Ekrem Demirel, görüştüğü müvekkilinin kendisine olayla hiçbir ilgisi olmadığını söylediğini bildirdi. Avukat Demirel, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gittiğini ve kendisine Uçmak'ın henüz buraya getirilmediğinin söylendiğini aktardı. Demirel, bu tür saldırı olaylarının ardından mağdurun eskiden husumeti bulunan kişilerle ilgili polisin çalışma yapmasının normal olduğunu, ancak henüz bu konuyla ilgili fazla söylenecek bir şey olmadığını kaydetti. Uçmak'ın, Tatlıses ile ilgili iki dosyası bulunduğunu, bunlardan birinin kesinleştiğini, diğeriyle ilgili hukuki sürecin sürdüğünü anlatan Demirel, "Operasyondan önce kendisiyle görüştüm. Bana olayla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. Olaya karışma, azmettirme, yönlendirme gibi bir durumun söz konusu olmadığını bildirdi" dedi.
8 yıl önce de aynı tarz saldırı
Tatlıses'e yönelik son saldırı, aslında Uçmak ve adamlarının daha önce de başvurduğu bir yöntemdi. Tatlıses'e yönelik 2003'te de "Tek Tek İbo Show" programı çıkışında bir saldırı girişiminde bulunulmuştu. Zanlılar, O-2 Otoyolu Gaziosmanpaşa Kavşağı yakınında park halindeki bir otomobilin trafik ekiplerinin dikkatini çekmesiyle yakalanmışlardı. Yapılan aramada bir tabanca, bir Kalaşnikof ve şarjör ile 90 mermi bulunmuştu. Otomobildeki Sinan Güçlü, İnan Deliktaş ile Mikail Özdil, ilk sorgularında Tatlıses'i öldürmeyi planladıklarını söylemişlerdi. Zanlıların, bu olaydan 4 yıl önce de Tatlıses'in arabasını kurşunlatan ve organizatör Hasan Bora'ya silahlı saldırı düzenletmekten yargılanan Uçmak'ın adamları olduğu saptanmıştı. Tutuklanan Uçmak hakkında 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Uçmak 6.5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra Aralık 2010'da tahliye oldu. İddialara göre Tatlıses'i tehdit etmeye ve para istemeye devam eden Uçmak, Tatlıses'e yönelik saldırıyı planladı.