info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.2820
Dolar Satış
:
34.3438
Euro Alış
:
37.3363
Euro Satış
:
37.4035
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Traklar, Heraion Teichos kazılarında

Tekirdağ Müze Müdürü Önder Öztürk, "Tekirdağ yakınında yapılan üç kazıda ele geçen zengin ve tarihi açıdan önemli buluntular Traklar ın Tekirdağ civarına ilk kez ne zaman yerleştikleri, en parlak dönemlerini ne zaman yaşadıkları ve inanışları hakkında ilginç verilere ulaşılmasını sağlamıştır" dedi.

1993 yılında başlayan, İstanbul Tekirdağ Karayolu üzerinde, Tekirdağ a 10 km. uzaklıkta, Marmara kıyısında yer alan İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç.Dr. Aslı Erim Özdoğan ve Tekirdağ Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi tarafından Menekşe Çatağı Höyüğü ile 1997 - 1998 yıllarında Harekattepe Tümülüsünde yapılan kazılarla ilgili bilgi veren Öztürk kazılarda Trak kültürüne ait bilgi ve bulguların elde edildiğini söyledi.Harekattepe Tümülüsü ve Menekşe Çatağı Höyüğü nün 3 km. doğusunda, Karaevlialtı Mevkii ndeki yer alan Heraion Teichos ören yerinin M.Ö. 2. bin den M.S. 13. yüzyıla ait kültür katlarıyla Traklar ın farklı yüzyıllardaki yaşam biçimlerine ışık tuttuğuna değinen Öztürk, "İstanbul- Tekirdağ karayolu üzerinde, Tekirdağ ın 13 km doğusunda Karaevlialtı mevkiinde bulunan Trak şehrinde 2000 yılından bu yana arkeolojik kazılar sürüyor. Bir Trak şehri olan Heraion Teichos ta Akropolis te sürdürülen çalışmalarda M.Ö. 6 yüzyılda inşa edilerek M.Ö. 4. yüzyılda hala koruma işlevi olan bir Kale Kapısı ve Surlar Surlar önemini yitirdikten sonra, kapının doğusundaki Hellenistik Devir de Nekropol olarak kullanılan alandaki tamamen özgün mezarlar ile özellikle Kral Rhoimatalkes zamanında yoğun olarak kullanılmış"dedi.

2000-2009 YILLARINDA YAPILAN TESPİTLER

Akropol Suru ve Kuzey Kapısında 2000 ve 2001 yılında Akropol ün Surlar ı ve Kuzey Kapısı nda çalışıldığını ve kapının devşirme malzemeyle yapılmış eşiği ile iri çokgen taşlarla yapılmış döşemesi, kapı kanatlarının hareketini sağlayan tunçtan bir zıvana ele geçirildiğini belirten Öztürk, Bu alanda bulunan 7 cm yi bulan çivilerin, şehir kapılarının ahşaptan olduğunu gösterdiğini söyledi.

Tarla görünümündeki arazi yüzeyinden yaklaşık 50 cm derinlikte bulunan, iç ve dış cepheleri harçsız kesme taş örgü tarzında, dolgusu moloz taştan olan, yaklaşık 2 m. genişlikteki surların, kuzeydeki iki kuleli kapısının açığa çıkarıldığını söyleyen Öztürk, "Günümüze en fazla 2.20 m yükseklikte ulaşmış olan sur ve kulelerin tarımsal faaliyetler nedeniyle, taş sıraları eksilmiştir. Kulelerin yanına yıkılmış olan, taş duvarların üst yapısını oluşturan kerpiç duvarlar kesitte görülmüştür. Kuzey kapısının batı kulesi 2000 yılında gün ışığına çıkartılmış olup, kuzey batı yönüne doğru muhtemelen bir deprem nedeniyle bir kayma olduğu ve kısmen onarılmış olduğu farklı duvar örgüsünden anlaşılmaktadır. Doğu kulesinin henüz tümü açığa çıkartılmamıştır. Ancak ortaya çıkartılan kısmı, sur duvarlarıyla aynı duvar tekniğindedir. İki kulenin arasındaki döşeme ve bu döşemenin üstünde devşirme malzemelerle yapılmış bir eşik tespit edilmiştir. Ayrıca eşiğin önünde, eşiğin yapımından daha geç bir devirde yapıldığı daha yüksek bir seviyeden başlamasından anlaşılan sur içine doğrudan girişi engelleyen savunma amaçlı bir duvar da vardır. Döşemenin üstünde Arkaik Devir e ait figürünler ve çanak çömlek parçaları ele geçmiştir. Dolgu toprağının içinde M.Ö. 5.-3. yüzyıllara ait sikkeler M.Ö. 6 .- 3. yüzyıllara ait pişmiş toprak figürinlerin ve M.Ö. 4. yüzyıla ait kırmızı figürlü kap parçaları M.Ö. 4-2 yüzyıllara ait damgalı amprora kulpların çok sayıda bulunması akropol kapısının işlevini uzun zaman sürdürdüğüne işaret etmektedir. Yüzeye en yakın olan tabakada ise iri ve taşlarlardan yapılmış bir temel, kapını doğudaki kulesinin yakınına küçük dikdörtgen bir mekan inşa edildiğini göstermektedir. Bu alanda M.S. 4 yüzyıla ait iki sikke de bulunmuştur. Akropol kuzey kapısının civarında ele geçen küçük buluntulardan M.Ö. 5. ait yüzyıla pişmiş topraktan yaklaşık 19 cm. yüksekliğindeki Satyr Başı büyüklüğü ile dikkat çekicidir. Satyr Başı nın yanı sıra üzerine kulak biçimli bir parça yapıştırılmış olan pişmiş topraktan adak figürini, avlulu yapı kompleksinde ele geçen adak figürinlerinleri ile benzerlik gösterir"diye konuştu.

KÜLT VE SAĞLIK MERKEZİ

Akropol de, Kuzey Kapısı nın yakınında gerçekleştirilen kazılarla iki açık avlu etrafında yer alan bir yapı kompleksi ortaya çıkarıldığını belirten Öztürk, ele geçen sikkeler, kap parçaları ve pişmiş toprak figürinler gibi küçük buluntular yardımıyla Roma İmparatoru Augustus un çağdaşı Trak Kralı Rhoimetalkes zamanında kullanılan bir yapı kompleksi olduğu anlaşılan bu alanın, Trak ların artık güçlerini kaybettiği ve fakirleşmiş olduklarından, devşirme malzeme ile şekillendirildiğini söyledi. Yapılarda M.Ö. 6.- 2. yüzyıllara ait mezar taşları ve eski yapıların mimari elemanlarının kullanıldığının görüldüğünü kaydetti.