"Üniversitemiz kurulduğu 2006 yılından 2011 yılına kadar önemli mesafe almıştır. Başta Sayın Rektörümüz olmak üzere, öğrencisiyle, memuruyla, öğretim üyeleriyle, her kademedeki yöneticileriyle, Ankara'da gece-gündüz demeden koşuşturan çok değerli milletvekilleriyle, idari ve mülk-i amirleriyle, iş adamlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, basınıyla bütünleşerek buralara gelinmiştir.
2008-2011 yılları arasında ben de üniversite de rektör yardımcısı olarak görev yaptım. Bu dönemde Namık Kemal Üniversitesinin bütçesinin artan bir ivme kazandığı, alt yapısının hızla geliştiği, üniversitedeki herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Gerek bu süreçte gerekse daha önceki akademik ve idari görevlerdeki temel çalışma ilkelerim: "Dürüstlük ve samimiyet, ieffaflık ve hesap verebilirlik, liyakat, adil ve tarafsız olmak, bütünleştirici ve katılımcılık" olmuştur.
Bu temel ilkeler çerçevesinde edindiğim bilgi ve tecrübelerime dayanarak, üniversitemiz için Tekirdağımız için ve ülkemiz için daha başarılı hizmetler yapacağıma, kaynakları daha etkin ve verimli kullanılabileceğine, üniversitenin daha iyi yönetilebileceğine inanarak bu yola çıktım. Hep birlikte çalışarak çok daha iyi yerlere geleceğimize olan inancım tamdır.
Başarı için anahtar kelime kanımca "HUZURDUR". Huzurun olmadığı bir yerde başarıda, gelişme de olamaz. Çünkü enerji boş ve kısır çekişmelere harcanır durur. Huzur olmazsa insanların verimliliği düşer, çalışma azmi kaybolur. Bu nedenle temel düşüncemiz herkes için huzurlu bir çalışma ortamı oluşturmaktır.
Öğrencisinden, memuruna, akademisyeninden, idarecisine kadar herkes el ele verdiğinde, birbirine sevgi ve saygı duyduğunda aynı hedefe kilitlendiğinde başarılarda doğal olarak kendiliğinden gelecektir.
Önümüzdeki süreçte; Üniversite-şehir, üniversite-sanayi, üniversite-tarım ilişkilerinde tespit ettiğimiz aksaklıkları en kısa sürede gidermeyi ve güçlü bağlar kurmayı hedeflemekteyiz. Özellikle Tekirdağ halkıyla üniversitemizi etle tırnak misali gibi gördüğümü ve bu birlikteliğin mutlaka sağlanacağının bilinmesini istiyorum.
Bu bir hizmet yarışıdır. Başta sayın Rektörümüz olmak üzere diğer adayların da bu konuda benimle aynı görüşleri taşıdıklarına yürekten inanıyorum.
Başta çok değerli öğretim üyelerimizin yüksek teveccühü olmak üzere, Sayın Yüksek Öğretim Kurulu üyelerinin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiri ile tamamlanacak olan bu sürecin üniversiteye yakışır bir demokratik olgunlukta geçmesini, yeni dönemin üniversitemize, Tekirdağımıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum." dedi.
Bir Üniversite Düşlüyorum…
Bir üniversite düşlüyorum bilime adanmış ömürlerin hüküm sürdüğü. Sevgi atmosferinde sevgiyle gören, sevgiyle işiten ve sevgiyle konuşan diller, gözler, kulaklar düşlüyorum. Her daim umudun ışıltısı olan aydınlık yüzler ve ışık saçan gözler istiyorum.
"Kardeşim" sözcüğünün egemen olduğu bir üniversitede, insanların hiç bir kaygı taşımadan kendilerini ifade edebildiklerini düşlüyorum. Bilimsel kaygılardan başka hiç bir kaygının olmadığı salonlar, sınıflar, laboratuarlar düşlüyorum. İstikbalin çalışmak ve üretmekte olduğunu gören kadroların yüzlerindeki yorgunluğun mutluluğunu düşlüyorum. Hak etmeye inanmış akademisyenlerin önderliğinde geleceğe damgasını vuran nesiller düşlüyorum.
Yayınlar düşlüyorum bilim dünyasının gündemini belirleyen. Araştırmalar, deneyler ve yeni yeni yöntemlerle insanlığın hizmetinde olan… Yol açan, önderlik eden, artı değer üreten, çevresiyle uyumlu bir üniversite düşlüyorum.
Öyle bir üniversite ki; Farklılıkları zenginlik olarak gören bir anlayışla, bahçesinde tüm renkleri barındıran bir üniversite… Kimseyi ötekileştirmeden, herkesi kendinden bilen engin bir bakışla, insanları kucaklayan bir üniversite… Koridorlarında kol kola dolaşılırken, fikirlerin konuşulduğu, tartışıldığı, saygının ve hoşgörünün esas olduğu bir üniversite… Önyargılardan uzak, insanı insan bilen, kusur aramayan, varsa da örten bir üniversite…
Evrensel değerlere sahip çıkarken, yerel kültürümüzü de göz ardı etmeyen bir anlayış… Milli, manevi değerlere saygılı, içinde yaşadığı toplumla barışık, kendi özgürlük alanını diğerinin özgürlüğüne müdahale haline getirmeyen bireylerin oluşturduğu bir hoşgörü ortamı…
Siz de bu ilkeler çerçevesinde bir düş kuruyorsanız, gelin düşümüzü birlikte gerçeğe dönüştürelim.
Çok Saygıdeğer Meslektaşlarım;
Mensubu olmaktan gurur duyduğum üniversitemizde gerek öğretim üyesi ve gerekse yönetici olarak uzun yıllardır görev yaptım. Hayatı sevmede ve başarıya ulaşmada temel felsefenin insan sevgisi ve insana saygı olduğuna inanan birisiyim. İçinde bulunduğum üniversite camiasında bilimin; sevginin ve saygının hâkim olduğu demokratik bir çalışma ortamında, katılımcı, paylaşımcı, ortak aklın hâkim olduğu ve adaletli bir yönetim anlayışıyla gelişeceğine inanan birisi olarak sizleri; üniversitemizi gerek yetiştirdiği insan kalitesi ve gerekse ürettiği bilgi ile seçkin üniversiteler arasında ön sıralarda yer alan, çalışanlarının ve öğrencilerinin mensubu olmaktan daima gurur duyacağı bir üniversite haline getirmek için birlikte çalışmaya davet ediyorum.
Üniversitemizin yeni yönetiminin belirleneceği bu seçim sürecinin üniversiteye yakışır bir demokratik olgunlukta geçmesini, yeni dönemin üniversitemize ve ülkemize hayırlı olmasını diler, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.
Prof. Dr. Osman ŞİMŞEK
Namık Kemal Üniversitesi
Rektör Adayı