1. Nerede o eski bayramlar serzenişi
Hayatta çok şey değişirken, Direklerarası'na uzanacak kadar Ramazan nostaljisi yapmak da, her bayramda 'Hey gidi eski bayramlar' diye iç geçirmek de normaldir. Bu bir bakıma saf nostaljidir. Çünkü çocuklukta hatırlanan anneanne, babaanne masalarının bugün olmamasının sebebi zaten onların hayatta olmamaması, ufaklık kuzenlerin evlenip çoluk çocuğa karışmasıdır. 'Eski bayramlar'ın artık yaşanamadığına hüzünlenmek de tatlı bir bayram geleneğidir.
2. El öpme-mendil-para üçlemesi
En 'Avrupai' geçinen, bayramı sadece tatille eşdeğer tutan aile bireyleri bile, bu günde 'el öptürme- para verme' klişesini uygular. Çünkü eski bayramları yaşatacak en kolay ve en etkili yöntemdir. Harçlık kasası dolan çocuklar sevinçle bu adeti benimserler. İşe daha geleneksel bir boyut katmak isteyenler, bahşişi mendille de süsler. Bugün bez mendil diye bir şey olduğundan haberdar olmayan çocuklar var; en azından bayramda öğrenirler.
3. Ailenin ağır toplarını ziyaret
Normalde 'Orada bir büyük hala vardı uzakta, gitmesek de görmesek de' konseptine uygun yaşlı akrabalar, bayramın ilk günlerinde gündeme gelir. Çocukların her türlü evde oturma direncine karşılık, ailece büyükleri ziyaret edilir. Her evde kolonya aromalı 'Havalar nasıl, nasılsınız işallah? İyiyiz çok şükür' türevi konuşmalar geçer. Bu seri ziyaretler normalde çok sık yapılmadığından bayramlara özgü bir güzellik olarak durur.
4. Lokuma, şekere hücum
Tek başına yaşayan bir insan da olsanız ya da o bayramı evde yalnız geçireceğinizi bilseniz bile, marketlerde önünüze serilen çikolata, şekerleri es geçemezsiniz. Kimsenin gelmeyeceğini bile bile renkli şekelerler, bademli çikolatalar, fındıklı lokumlar şekerliklerde yerini alır. Belki de bir çocuk gelir? Bayram ziyaretlerinin seyrek yaşandığı evlerde bütün bu girişimler, ev sahiplerine kilo olarak dönecektir.
5. Zile basan çocuk modeli
Mahalle hayatının bittiği söylenen muhitlerde, onlarca katlı apartmanlardan oluşan sitelerde bile yaşanır. Bayram günü evde olan her canlının kapısı, çocuklar tarafından mutlaka çalınır. Yeni zamanlarda dikkat çekici olan çocukların aslında şekerle, çikolatayla yetinmemesi, düpedüz nakit talebinde bulunmasıdır. Kuruşlara yönelmeniz tavsiye edilmez, bir metrelik boyuyla sizi haşlayan çıkabilir.
6. Bayramlık kreasyonda yeni trendler
Artık her daim AVM gezen, alışveriş yapmak için bayramları beklemeyen Türkiye insanı gidip özellikle 'bayramlık' almıyordur.
Yine de bu tatlı bir 'Bayramı fırsata çevirme' ritüelidir. Başucuna koyup heyecanla sabah beklenmese de, şu bilinir ki o gün temiz pak, şıkır şıkır giyinmek mecburidir. Bayram günleri sokaklar vitrinlere benzer. Bazı kadınlar fetiş nesnesi sayılabilecek iğne topuklu ayakkabıları, Beyonce'nin kliplerinde giydiklerine benzer tayt ve büstiyerleri kendine 'bayramlık' yapar. Israrla tişört ve kot giyen üniversiteye yeni başlamış evlatla bu konuda gıcıklaşmak da bir başka gelenektir.
7. Telefon trafiği, veciz bayram SMS'leri
Gurbet ellerde iseniz, bayram sabahının uzunca bir bölümünü telefonda geçirirsiniz. Anne-baba'nın yanı sıra halalar, teyzeler, amcalar, dayılar, nineler ve dedeler teker teker aranır. Sizden küçük olanların telefonları beklenir 'tebrikler kabul edilir'. Ya da gurbettekiler aranır. Bir yandan da bayramlaşma kısa mesajları akar. Birden diş hekiminizden, mahallenin sucusundan ve nevresim aldığınız mağazadan mesaj gelir. Klişe bayramlaşma cümlemelerinden sıkılanların yaratıcılık çabası, duygusal özlü sözler yaratma gayreti gözden kaçmaz.
8. 'Aman ne güzel şehir boşaldı' muhabbeti
Beğenseniz de, beğenmeseniz de yıllık izni bir-iki hafta olan insanlar için her tür milli ve dini bayram eşittir tatil. Haftalar öncesinden otobüsler, uçaklar bu yüzden dolar. Aile büyüklerinden buna içerleyenler oludğu kadar halden anlayan da çıkar. Özellikle büyük şehirlerden sahillere akın yaşandığı zamanlarda 'Aman ne güzel şehir boşaldı' muhabbeti yapmak da güzel bir bayram adetidir. Tatile gidemeyen parasız ya da plansızların avuntusu böyle olur. Bayramda 'trafik canavarı' da ne yazık ki bir gelenek haline gelir.
9. Ev baklavasından tiramisuya uzanan yol
Bayramlar biraz da ev baklavası demektir. Eskiden anneanneler, babaanneler yapardı, bazı ailelerde bir sonraki kuşağa da geçti. Ama bir araştırma yapılsa ev baklavası üretiminin azaldığı kesindir. Bu durumda ev baklavası süsü verilmiş kalın hamurlu pastane baklavalarına bir yönelim olur. Biraz farklılık katmak isteyenler bayram ziyaretlerinde frambuazlı pastadan tiramisuya uzanan tercihlerde bulunur. Sonuçta tatlı yenir, tatlı konuşulur.
10. Şeker Bayramı mı, Ramazan Bayramı mı?
Eskiden bu kadar hararetli tartışılmazdı. Son yılların bir bayram adeti de şu an idrak edilenin Şeker mi Ramazan Bayramı mı olduğunu tartışmaktır. Buradan gayet politik kamplaşmalara, gündem tartışmalarına uzanılabilir. Ağzınızın tadı kaçmaması için dikkat etmek gerekir.