Genel başkan Gültekin Uysal ve belediye başkan adayı Ethem Gümüş, Muratlı saat meydanı karşısında halkla buluştu.Açılış konuşmasını yapan Demokrat Parti Muratlı belediye başkan adayı Ethem Gümüş, “Gördüğünüz gibi,genç bir ekiple yola çıktık.30 Martan sonra Muratlı’yı yeniden inşa edeceğiz.Muratlı’da olmayanları oldurmaya,yapılmayanları yapılandırmaya geleceğiz.Görüyorsunuz,biliyorsunuz;Akşam olduğu zaman,hepimiz erkekler dışarı çıkıyoruz,geziyoruz.Hanımları,çocukları yanımıza alsak,bir yere gitsek,oturmaya,gezmeye,malesef Muratlı’da oturacak yerimiz yok.Muratlı’da hiç bir şey yok.Muratlı’da sadece ne var;Üç dönemden beri Sayın belediye başkanımız dört yıl yatar,son bir yılda kaldırım taş döşer,ondan sonra yine oturur.Muratlı’nın tabi ki kaldırıma ihtiyacı var ama,sosyal faaliyet yapacak,hep beraber olabileceğimiz,gezebileceğimiz,oturabileceğimiz,yerlerimizin de olması lazım.Ama malesef yok.Muratlı için,gençlik için,hayvancılık için,Muratlı’da yaşayan tüm vatandaşların sorunları için projelerle geliyoruz.Buraya gelip aramıza katıldınız.Bu genç kardeşinizi mahçup etmediğiniz için,parti başkanım,yönetim ve genel başkanım adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor,teşekkür ediyorum.” Dedi.
Ardından söz alan Gültekin Uysal, “Besmelede bereketi aramış,şükürde afiyeti aramış bir milletin evlatları olarak,pek çok zor zamanları atlattık.Ümidimiz,temennimiz de,bu zor zamanları atlatmaktır.İşte,onun için yollarda,milletin yere düşmüş davasını tutup kaldırmak adına,Anadolu’da,Trakya coğrafyasında varlık irademizi taçlandırmak adına sizin huzurunuzdayız.Sevdamız Türkiye,sevdamız hizmet,sevdamız millet diyerek çıktığımız bu yolda,milletin dışında sığınacak bir yer aramadık.Milletin dışında kendimize güç aramadık.O nedenle “millete gidiyoruz” diyerek buralardayız.Bugün bu büyük ülkeyi yoksulluğun içerisine düşürenlere rağmen,biz biliyoruz ki,zor zamanları geride bırakmış,bir var olma-yok olma çizgisinden çıkarak,önüne kaçınılmaz kader olarak koyulan projeleri yıkmış,genç Türkiye Cumhuriyetini kurmuş bu millet yine kendi geleceğini,kendi mukadderatını,iradesi doğrultusunda belirleyecektir.İşte o gün,bu gündür, 30 Marttır.Bulunduğumuz coğrafyada her şeye rağmen,kendi geleceğini,kendi kaderini tayin etmiş,bizim dışımızda bir başka millet yoktur.Kendi adına,kendi öncelikleriyle,milletinin öncelikleriyle,bir gelecek tasavvurunu,gelecek vizyonunu,ayaklarını topraklara basarak,yarınları görerek,gerçekçi bir şekilde ortaya koymak durumundayız.Siyasetin ciddi bir iş olduğunu,ciddi tasavvurlara sahip olmadan romantizm içerisinde yapıldığında,işte bugün,ortadoğu bataklığında bu büyük Türkiye’yi sürükleyenler nasıl bir derdin içine düşmüşse,yarın da kendileri düşecektir.O nedenle biz,milletimizin kudret kapasitesini biliyoruz,milletimizin gücünü biliyoruz.Siyaseti de,bu milletin sahip olduğu,hem imkanları,hem de kapasitesini ortaya çıkarmak,milletin geleceği adına değer verilir hale getirmek için yapıyoruz.Yoksa bugün yapıldığı gibi,milletimizin tarihini yok varsayarak,adeta deli gömlekleri giydirircesine bölen,parçalayan anlayışların karşısına milletimizin dününden daha ziyade,geleceği üzerine siyaseti kurgulayan pozitif bir siyasetin sahibi olarak sizlerin huzurundayız.O nedenle endişelenmeyin,o nedenle kara günün,kararıp kalmayacağını bilin.Demokrat parti var,çare var Türkiyem,Demokrat parti var,çare var Muratlım.Kıt-kanaat imkanlara sahip olduğumuz dönemlerde,pek çok hizmetleri yaparak bu günlere geldik.O günlerle mukayese ettiğimizde,dünyanın değişen konjöktörünü göz önüne aldığımızda,bugün ülkemiz ve milletimiz,Avrupanın pek çok devletinden daha fazla,ilkokulunda,ortaokulunda,lisesinde öğrenim gören öğrencimiz var.Onlar bizim gücümüz.O gücümüzü donanımlı hale getirerek,dünyayla rekabet eden bir Türkiye’yi oluşturmak durumundayız.Ama gelin görün ki,Türkiye’yi dünya ile rekabet edebilen,dünya ile bütünleşmiş bir ülke haline getirmemiz gerekirken,Dünyaya verdiğimizden daha fazla kaynağı,Türkiye’ye getirmemiz gerekirken,malesef tercih edilen politikalarla,bugün bu verimli topraklarında,çiftçimiz halinden memnun değil.Alın terinin karşılığını almıyor.Alması mümkün değil.Çiftçimizi,hayvancılıkla uğraşan vatandaşımızı,bulunduğu coğrafyada kendi siyasi çizgisine çekemeyenler,yokluğa,yoksulluğa mahkum ederek metropollere göçe zorlamışlardır.Dünyada hiç bir devlet yoktur ki,kendi vatandaşını çalışmamaya teşvik etsin.Hani şair diyor ya, “ yiğidimi idam ettiniz ama davası dimdik ayaktadır.” İşte bu dava,Menderes’in davasıdır.” Dedi.