info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.2757
Dolar Satış
:
34.3374
Euro Alış
:
37.3528
Euro Satış
:
37.4201
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Çorlu ya Kimyasal Bomba

Tekirdağ Çorlu ilçesine yapılması planlanan Katı Atık Bertaraf tesisi için Başta TEMA ve Çevreci derneklerden bu güne kadar hiçbir tepki gelmemesi dikkatleri çekerken, kafalarda bir çok soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor.

Tekirdağ Çorlu ilçesine yapılması planlanan Katı Atık Bertaraf tesisi için başta TEMA ve Çevreci derneklerden bu güne kadar hiçbir tepki gelmemesi dikkatleri çekerken, kafalarda bir çok soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor. Yapılması planlanan tesis için Bireysel tepkilerle konu dile getirilmeye çalışılırken, ilk tepki Çorlu Kent Platformu sözcüsü Prof.Dr. Tamer Dodurka'dan geldi. Yapılabilecek tesisin Kimyasal bombadan bir farkının olmayacağı eleştirilerinin yapıldığı bu dönemde  Prof. Dr. Dodurka yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Ekolojik Enerji AŞ tarafından Çorlu Hatip Mahallesi sınırları içersindeki Karatepe'de, 71 pafta, 414 ada, 60,61,62,63,64,65,66,67,68,69,74 ve 192 no'lu parsellerde Entegre Katı Atık Bertaraf ve Enerji Üretim Tesislerinin temeli atılmak üzeredir. Firma kayıtlarda tarla olarak geçen 160 dönümlük araziyi 49 yıllığına hazineden kiralamıştır. Devreye girdikten sonra kapasitesi yıllık 800.000 tona ulaşması planlanan bu tesisin yapılmasıyla neredeyse tüm Türkiye'nin tehlikeli atıklarının Çorlu'ya dolayısıyla Trakya'ya taşınması söz konusu olacaktır.

İl Çevre Orman Müdürlüğünce ilgili tesisler hakkında 09.10.2009 tarihli ve 2009/50 sayılı CED gerekli değildir kararı alınmıştır. Yapılması istenen alana ait parsellerde kayıtlı taşınmazlara EPDK tarafından lisans belgesi verilmiştir.

07.09.2004 tarihinde onaylanan 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında tesislerin yapılacağı bu alan "tarımsal niteliği korunacak alan" olarak planlanmıştır. Ancak aynı planın 5.10 maddesindeki "ihtiyaç duyulması halinde çöp depolama alanları vb. gibi alt yapı tesisleri için 1/25.000 lik çevre düzeni planında değişikliğe gerek kalmaksızın, ilgili kurumların görüşleri alınarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının ilgili dairece onaylanması ile uygulama yapılabilir" hükmü mevcuttur. Çorlu Belediyesi, aslında tartışılabilir nitelikte olan bu hükümden yola çıkarak söz konusu parseller üzerinde 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapmak üzere ilgili mercilere müracaatlarını yapmış ve tüm kurumlardan olumlu görüş almıştır. Hatta firma, daha şimdiden, yani tesisler daha faaliyete geçmeden Çorlu ve Çerkezköy Belediyeleriyle atıkları almak üzere yazışmalarda bulunmuştur.

Çöp gazından elektrik üretmek son derece olumlu bir girişimdir. Bu girişime gerek Çorlu Belediyesinin gerekse de diğer kurumların onay vermesi doğaldır. Ancak, bu firmanın yaptığı yazışmalarda ne kadar bu faaliyet ön planda görülüyor olsa da, arka planda çok büyük bir bertaraf tesisi kurmak üzeredir. Sorun da buradadır. Tehlike bu tesislerdedir. Kurumlarımız maalesef bu tehlikeyi görememişlerdir.

İzmit İzaytaş hakkında bölgede kanser oranını artırdığı vb. söylenenler ortadır. Çorlu zaten çevre kirliliği, kanser yapıcı maddeler bakımından ağır tehdit halindeyken hemen yanı başımızda böylesine büyük bir bertaraf tesisinin kurulmasının Çorlu için neler getireceği önceden tahmin bile edilememektedir.

Bu tesis sadece Çorlu'nun atıklarını almaya talip olsaydı, gerekli kurallara uyulduğu sürece kimse bir şey diyemezdi. Nitekim belediyemizde olasılıkla bu nedenle olumlu görüş vermiştir. Ancak önce 30.000 ton/yıl, sonra 800.000 ton/yıl kapasiteli olacağı belirtilen hatta ilerde daha fazla bir kapasiteye sahip olabileceği iddia edilen bu tesisler yukarda belirttiğimiz gibi sadece Çorlu'nun değil neredeyse tüm Türkiye'nin tehlikeli atıklarını bölgemize getirecek gibi görünmektedir. Bu tesislerin sadece Çorlu'nun atıklarına talip olmadığı konusunda yanılıyorsak, ki dileriz yanılıyoruzdur, firmadan kapasite konusunda net bir açıklama bekliyoruz.

Eğer bu kapasite iddiaları doğruysa her gün tonlarca atığı Çorlu'ya getiren yüzlerce kamyonun yarattığı trafik keşmekeşine, görüntü kirliliğine, büyük miktarda egzoz gazına, toza, dumana ve bu kadar kamyon trafiği için açılacak yollar nedeniyle ilave çevre katliamlarına hazır olmamız gerekir. Yaz boyunca yazlıklarına gitmek için bu yolu kullanan vatandaşlarımızın vay haline.

Bu tesislerde bertaraf edileceği iddia edilen tehlikeli atıkların listesi çok uzundur. Hangi yöntemle olursa olsun bu atıkların bertarafı ve depolanmasının çevreye tamamen zararsız olacağını söylemek mümkün değildir. Bu tür tesislerin kanser, astım, zehirlenmeler, radyasyon nedeniyle insanlarda ve hayvanlarda genetik bozukluklar, çevredeki toprağın ve dolayısıyla tarım ve hayvancılığın ölmesi, yanma gazları, karbondioksit üretimi (dünyada emiyonu en yüksek olan sera gazı), yıkama sularındaki kimyasalların toprağa verilmesi ve yeraltı su kaynaklarının kirlenmesi vb. riskler oluşturduğu bilinmektedir.

Tesislerin CED raporu olması çok şey değiştirmeyecektir. Trakya'da bütün sanayi tesisleri için CED raporu vardır ancak, buna rağmen Trakya'mız çevre kirliliğinin kıskacından kurtulamamıştır. Çünkü kurallara uyan birçok fabrikamızın yanı sıra kural tanımayan ve nedense denetlenemeyen fabrikalarımızın da olduğu unutulmamalıdır.

Tesisin kurulacağı alan ekili tarım arazilerinden oluşmaktadır. Hatta tapulama parselinin güneyindeki 12.000 metrekarelik alan da ormanla ilişkilidir. Bölgemizde yeterince yeşil alan ve tarım arazisi kaybettiğimiz yetmezmiş gibi şimdide 160 dönüm hazine arazisinde, nasıl oluyor da "Tarım Arazilerinin Korunmasına Dair Yönetmelik" gereği burada bir bertaraf tesisi kurulması olanaksızken ilgili mercilerden izin alınabiliyor?  Bu konuda da aydınlatılma ihtiyacı içersindeyiz.

Trakya'nın tamamını etkileyecek olan bu tesisler hakkında kamuoyuna tatmin edici bilgiler ulaşmadığı taktirde, bir vatandaş olarak dava açmak suretiyle Çorlu Halkı adına CED raporuna itiraz dahil her türlü yasal itiraz hakkımı kullanacağımı belirtmek isterim" Dedi.

Kaynak : Haber Etki