Çorlu kent konseyi başkanı Ramadan Cesur,30 Ağustos Zafer bayramı nedeniyle,başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,tüm şehit ve gazilerimizi yad eden bir mesaj yayınladı.Cesur mesajında;
“Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması’yla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasıyla birlikte lideriyle kucaklaşan Anadolu, onun önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin kuruluşunda bulunarak, yaptığı görüşmelerde kurtuluş çarelerini aradı. Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle, düşmanla mücadele kararı alınarak oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, doğuda Ermeni Çeteleri’ne karşı kazanıldı. Daha sonra batı cephesinde, Yunanlılarla 1’inci ve 2’nci İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılara büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal ordularına; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı kanla sulanmadıkça terk olunamaz” emrini verdi. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesi, Türk Milleti’nin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçmiştir. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından Mustafa Kemal’e “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi verildi. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ise, Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasını sağladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu sistemin her hamlesi, güçlü bir stratejik değer taşımaktadır. “23 Nisan’ı çocuklarımıza; 19 Mayıs’ı gençlerimize; 30 Ağustos’u ordumuza; 29 Ekim’i milletimize emanet eden anlayışın arkasında, bu ülkenin geleceğinin teminatları yatmaktadır. Gelecek nesillerin çağdaş bir Türkiye’de yaşaması için çocuklara önem vermiştir. Yakın gelecekte bugünkü nesilden görevi teslim alacak olan gençlere değer vermiştir. Bağımsızlığımızın teminatı olarak ordumuzu öne çıkarmakla milletimize güven vermiştir. Milletimiz geleceğini ve güvenliğini teminat altında görerek huzur içerisinde, emin adımlarla, birlik ve beraberlik içerisinde olmayı bu bayramlarla sembolleştirmiştir. İşte o yüzdendir ki bir asra yakın zamandır, Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu bu ülkede her yaştan insan bayramlarda, ellerinde bayraklarla, sevinçle, gururla, coşkuyla milli bayramlarımızı kutlamaktadır.
Bizlere bu zaferi yaşatan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, Zafer Günü’nde milletimize yaşattıkları bu gururla bir arada anıyoruz. 30 Ağustos’u “Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü” olarak kutluyoruz.
Canlarıyla, kanlarıyla, yurt savunmasına baş koyan, başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
Ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun, hepsine selam olsun…” Dedi
