Dedelerinden kalma çarıklar, gaz lambaları, ayran yayıkları, örekeler, çanak-çömlekler, çeşitli bakır ve alüminyum kap-kacaklar, yün eğirme araçları, orak, taş plaklar, eski radyolar ve daha birçok eşyanın yanında, babasının zamanında çatı yaparken dökmüş olduğu 1870 tarihli kiremidi dahi özel koruyucu boyayla boyayarak, bu tarih kokan yerde muhafaza ediyor.
Bu konuda düşüncelerini ifade eden Şerafettin Hatip, “ben Malkara-Çınarlıdere’den Süleymanpaşa merkeze gelince, içimde bir boşluk hissettim. Her ne kadar modern yaşam bizim vazgeçilmezimiz haline gelmiş olsa da, özümü asla unutmadım, inkâr da etmedim. Düşündüm, taşındım ve gelenek ve göreneklerimizin temsili belgesi olan, atalarımızın kullandığı eşyaları muhafaza etmeye karar verdim. Bunu başarmanın da mutluluğunu yaşıyorum.
Babamın çatımızı kapatmak için kendi elleriyle döktüğü 1870 tarihli kiremitten, tarlada yorgunluğun üzerine kaşıklayarak yediğimiz yoğurt bakracından, maşrapa dediğimiz kana kana ayran içtiğimiz kupadan, karanlıkta ışık olan gaz lambasından, annemizin ayağımıza çetik örmek için yün eğirdiği aletlere kadar her şeyi toplama mutluluğunu yaşıyorum Umarım her yeni yetişen nesil, geldiği yeri unutmaz ve tarihine sahip çıkar. Umarım değerli büyüklerimiz de tarihimizi bir müzede toplar ve yeni nesil geçmişine sahip çıkar” dedi.