Dört yaşındaki bir Boz ırk boğanın klonu olan Efe ve 5 yaşındaki boz ırk bir ineğin klonları olan Ece ve Ecem şu an 8 yaşında ve çok sağlıklılar. Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr.Sezen Arat tarafından üreten klonlar normal sığırlar kadar sağlıklı ve hiçbir problem yaşamadan doğaya adapte oldular. Sağlıklı yavrular da veren klonların ikinci jenerasyon yavruları da oldukça sağlıklı görünüyor. Dünyada ilk defa klonlanan koyun “Dolly” 6 yaşında ölmüştü. Oysa bu klonların şu an itibari ile asıllarından daha yaşlı olmaları ve halen hiçbir sağlık problemi göstermemeleri ve üremeye devam etmeleri teknolojinin ülkemizde başarıyla uygulandığını göstermektedir. “Dünyanın en uzun yaşayan klonları” olan Türkiye’nin ilk klon sığırları birçok uygulama alanı olan teknoloji için umut verici olmaya devam ediyor. Namık Kemal Üniversitesi, 2009 yılında görsel ve yazılı basında geniş yer alan ülkemizdeki bu başarılı çalışmanın ürünlerine ev sahipliği yapacak ve onların durumlarını izlemeye devam edecek. Bir canlının birebir kopyasının üretilmesi anlamına gelen bu teknolojiye sahip ülkeler bunu ekonomik kazanca dönüştürmeye başladılar.
Örneğin üstün damızlık değere sahip boğaların klonlanması çalışmaları A.B.D’de devam ediyor ve bir tanesinin sperması satışa sunulmuş durumda. Yine A.B.D’de ve Arjantin’de yüzün üzerinde klon yarış ve polo atı üretildi ve birçok ülkeye satıldı. Kore klon narkotik köpekleri üretiyor. Çin bir milyon klon hayvan üretmek üzere bir fabrika kurdu. Bu teknoloji bilimde bir çığır açmıştır. Bir deri hücresinin, bir meme hücresinin komple bir canlıyı oluşturabilmesi vücuttaki her hücrenin geriye programlanabildiğini gösterdi ve Tıp dünyası bu bilginin ışığında şu anda daha farklı yöntemler geliştirerek deri hücresinden kök hücre üretmeye çalışıyor. Bu kök hücreler birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilecek. Amerika, Japonya gibi bu teknolojide başı çeken ülkeler klonların normal hayvanlardan hiçbir farklarının olmadığını söylerken, halen bazı çekinceler yüzünden üretilen klonlar izleniyor. Ülkemiz’de üretilen 5 klondan doğan yavrular ve onların yavrularıyla birlikte sayıları yirmiyi bulan bir sürü oluştu. Bu sonuç klonlamanın doğru uygulanırsa sağlıklı ve normal bireyler oluşturabileceğini açıkça göstermektedir.