Sağlık hizmetinin paralı hale getirildiğini, halkın parası kadar hizmet alabildiğini ve sağlık çalışanlarının şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade eden Yontar, sağlık çalışanlarının 14 Martta Tıp bayramını değil hüznü yaşadığını ifade etti.
Nurten Yontar yaptığı açıklamada " Sağlık hizmetinin, anayasamızda da yer alan sosyal devlet anlayışının en temel ilkelerinden biri olduğu düşüncesi ile her vatandaşımızın bu hizmeti ücretsiz, nitelikli ve kaliteli bir şekilde almaya hakkı vardır. Bunun gerçekleşmesi ise karar alma yetkisine sahip hükümetin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ile olanaklıdır. 14 Mart Tıp Bayramında, sağlık çalışanlarının tamamının sorunlarının çözüldüğü mutlu bir ülkede yaşamayı hepimiz arzu ederdik. Ancak bugün iktidar sağlık hizmetlerini paralı hale getirmiş, Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık konusunu adeta bir metaya dönüştürmüştür.
Vatandaşa ihtiyacı kadar sağlık hizmeti değil, parası kadar sağlık hizmeti sunulmaktadır. Sağlık hizmetleri bütçeden değil vatandaşın cebinden karşılanır hale gelmiştir. Sağlık Bakanlığı vatandaşları müşteri olarak görmeye başlamış ve vatandaşlarını sağlık hizmeti almaları için bakanlık olarak da desteklediği özel hastanelere yönlendirmiştir. Maalesef vatandaşın cebinden harcadığı para miktarı Sağlık Bakanlığı’nın bütçesine eşit hale gelmiştir.
Öte yandan doktorundan hemşiresine, sağlık memurundan ebesine kadar tüm sağlık personelimizin pek çok sorunu bulunmaktadır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, aşırı ve düzensiz çalışma çok sayıda sağlık sorununa ve iş güvenliği problemine yol açmaktadır. Özlük haklarının iyileştirilmesi, atamalarda yaşanan liyakat sorununun önüne geçilmesi, ek ödemelerinin arttırılması ve kadın çalışanlar için kreş saatlerinin çalışma saatlerine uyumlu hale getirilmesi sağlık çalışanlarının performanslarını arttıracaktır. Ülkemizde sağlık sistemi, Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Beni Türk hekimlerine emanet ediniz anlayışından, Gidiyorlarsa gitsinler noktasına gelmiştir.
Bu durum hem ülkemiz hem de vatandaşlarımız için son derece tehlikeli bir durumdur. Bu bakış açısı neticesinde yurtdışına giden hekim sayımız her geçen yıl katlanarak artmaktadır. 2012 yılında yurtdışına gitmek için başvuru yapan hekim sayısı 59 iken, 2023 yılında bu sayı 3025 kişiye ulaşmıştır. Sağlıkta yaşanan beyin göçü, iktidar tarafından dayatılan Sağlıkta Dönüşüm Programının bir sonucudur.
Bu program sonucunda hasta ve hekim ilişkileri zedelenmiş, sağlığı ticarileştiren ve sağlık çalışanlarımızın haklarını gasp eden politikalar nedeniyle hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızda memnuniyetsizlik artmıştır. Sonuç olarak, uygulanan yanlış politikalar yüzünden, sağlık ordumuz göz göre göre kan kaybetmektedir. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen, ülkemizin sağlıklı bir geleceğe kavuşması için gecesini gündüzüne katarak fedakârca çalışmaya devam eden tüm sağlık çalışanları ve tüm doktorlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyor, saygılarımı sunuyorum " Dedi.