Başarının bir miras olmadığını ve ona yalnızca alınteri, emek ve mücadele ile ulaşılabiyeceğini gösteren Fatih Terim, 18. şampiyonluğun şüphesiz başrol oyuncusudur. Sadece idari sorunlar değildi elbette Terim’i uğraştıran... Vukuata eğilimli oyunculardan bir şampiyon takım çıkararak da insan yönetmedeki ustalığını sergiledi deneyimli teknik adam. Elbette üçüncü kez sarı-kırmızılı takımın başına geçtiğinde Fatih Terim adeta yanardağın zirvesinde bu başarıya ulaştı! Kuşkusuz burnundan fitil, fitil getirileceğini bilemezdi!
Bir sezon önce küme düşme tehlikesi yaşayan, eksi averajlara düşen bir takımın bugün kısıtlı kadrosuna rağmen hem de “2 kere” şampiyon olması tez konusu bir başarıdır.
Dürüst dik durdu
Kulüp içindeki darbe ile Adnan Polat koltuğundan indirildiğinde, kimse sarı-kırmızılıların bu kadar kısa sürede ayağa kalkabileceğine ihtimal vermiyordu. İnan Kıraç destekli Ünal Aysal’ın koalisyon yönetimi daha ilk toplantısında görüş ayrılığına düşmüştü. O ilk toplantıda Ali Gürsoy yurt dışında olduğu için ortaya çıkan sonuç daha da ilginç bir hal almıştı.
Milliyet’in de ertesi gün “8-7 Terim” başlığıyla duyurduğu oylamada, Başkan hariç 7 lehte, 7 de aleythe görüş belirten yönetici çıkmıştı. Son sözü başkan söyleyecek ve Aslan’da üçüncü kez Fatih Terim dönemi başlayacaktı.
O gün oylamada Ali Dürüst ve arkadaşları dik durmasa en azından eşitliği sağlayacak potansiyeli bulmasalar bugün Terim takımın başında değildi. Başkan da Terim konusunda sağlam durdu. Belki futbolu sadece danışmanı Bülent Tulun’un kendisine aktardıkları kadar biliyordu. Ama yine de Terim seçimi bugün neden Avrupa’nın saygın işadamları arasında yer aldığının işaretiydi.
Bülent Tulun krizi
İş sadece Fatih Terim’i seçmekle bitmiyordu. Başkan hocanın görev sahasını yeşil çimlerin üzeri ile sınırlandırıyor ama Fatih Terim’i yakından tanıyanlar onun bununla kendisini sınırlandırmayacağının farkındaydı.
Öyle de oldu nitekim...
Florya’da taşların yerine oturması epey vakit aldı. Bu süreç kazasız, belasız atlatıldı. Belki tahmin edilenden de çabuk ama çok sancılı geçti. Özellikle Başkan’ın danışmanı Bülent Tulun konusunda Terim taviz vermedi. Hocayı asıl çileden çıkaran olay ise Madrid dönüşü Tulun’un uçakta, “Başkanım 48 saatte hoca bulurum. Fatih hoca ile sürekli sorun yaşıyoruz” demesi olmuştu.
Hocayı istifanın eşiğine getiren bu gelişme moralleri sıfıra indirmişti. İşin bir de transfer ayağı vardı. Melo’ya yüksek maliyeti için, Eboue’ye de, “Milli Takım’ın sağbeki Sabri varken, sağbek mi alınır” şeklinde şerh koyulması Fatih Terim’in kulağına gelmişti.
Her ne kadar Ali Dürüst, Abdurrahim Albayrak, Celal Gürcan, Mete Başol ve Ali Gürsoy’un, Terim’e tam desteği olsa da özellikle transfer konusunda yaşananlar keyifleri kaçırmıştı. Sezon başında da yine benzer sorunlar hat sayfadaydı. Yönetim kendi içinde çalkalanıyor, Terim de huzursuz oluyordu. Ne var ki zaman geçtikçe herkes birbirini daha iyi tanımaya ve anlamaya başladı.
Liderlik sanatı
Süper Final maçları öncesi Fatih Terim’in sözleşmesinin uzatılması konusunda yönetim artık ayrı telden çalmıyordu. 12 ay önce Terim konusunda bölünen yönetim bugün firesiz, “En doğru adres Terim’dir” diyor. Bugün sorunların ilk başlangıç noktası Bülent Tulun bile haftada 2-3 kez Florya’ya gidiyor ama artık sorun yaşanmıyor.
Çünkü, Florya’da taşlar yerine oturdu. Bu da şampiyonluğu getiren en önemli faktör oldu. Küskünlüklerin sona ermesi ancak bir lider duruşu ile gerçekleşebilirdi. Herkes birkaç adım geri attı ve Florya’da özlenen tablo oluştu. Bunda şüphesiz en büyük pay liderlik sanatının bütün gereklerini yerine getiren, karizmasıyla herkesin takdirini kazanan Fatih Terim’indir.
SÖZLEŞME SANCISI
Fatih Terim’le yapılan opsiyonlu sözleşmenin süresi devamlı gündemde kaldı. Mevcut sözleşmeye göre taraftarlar sene sonunda oturup, yeniden konuşacaklardı. Başkan Ünal Aysal, “Ben olduğum sürece Terim takımın başında” demesine karşın, sözleşmede bulunan tarafların sezon sonunda yeni bir değerlendirme yapacakları maddesi ister, istemez spekülasyonları da beraberinde getiriyordu. Bu durum Süper Final maçlarına kadar devam etti. Üstelik Terim’in ayrılacağı dedikoduları da ayyuka çıkmıştı. Ortada yine imza yoktu, ancak bu kez “Kesinlikle 2 yıl daha hocayla beraberiz” mesajı verildi. Bu arada en baştan beri unutulan bir konu var. O da Terim’in sezon başında idari, mali ve sportif direktör olarak takımın başına geçmesi... Bu da başarılı teknik adamın görev sahasının ne denli geniş olduğunu gösteriyor.
Çimler Novara’dan örtüler Terim’den
Fatih Terim başarının Florya’yı yeniden dizayn etmekten geçtiğine inanıyordu. Bu yüzden ilk olarak tesisleri elden geçirdi. Çünkü Florya düzelirse bu durum takıma da çok olumlu yansıyacaktı.
Metin Oktay Tesisleri’nde her şeyi neredeyse kendi eliyle yaptı. Yemekhanedeki masa örtülerini bile kendisi seçti. Bahçe düzenlemesinden, bordür taşlara, bahçelere dikilen çiçek ve ağaçlara kadar her şeye Terim karar verdi. Altyapı binasını yeniden restore ettiren de yine o oldu.
Fatih Terim, Florya’daki bütün sahalardan A takımın tam randımanla faydalanması için altyapıya da özen gösterdi. İtalyan ekibi Novara’nın maçlarını oynadığı suni çimin aynısını Florya’ya getirtti. Böylece altyapı takımları kaliteli suni çimde çalışma fırsatı buldu. A takım diğer sahaları daha verimli kullandı.
Uçak geleneği neden bozuldu
Galatasaraylı futbolcuların ve kongre üyesi taraftarların bu sene deplasman dönüşlerinde ilginç bir gelenek oluştu. Sarı-kırmızılılar özel uçağın tam havalanma anında hep birlikte tezahürata başlayıp, Galatasaray marşları söylüyordu. Ancak Sivas maçı dönüşü bu geleneğe son verildi. 4-0’lık Sivas galibiyeti sonrası da moraller yerinde coşku tavan yapmıştı. Fakat tam tezahürat başlamıştı ki Fatih Terim birden, “Gidin susturun şunları” diye uçağın ön kısmından, arka tarafa haber yolladı. Terim’i sinirlerinden olayın nedenini çok geçmeden oyuncular öğrendi. Sivasspor’un teknik direktörü Rıza Çalımbay da sarı-kırmızılı takımla beraber İstanbul’a dönmekteydi. Çalımbay’a saygısızlık olmaması için Terim’in yaptığı hareket, uçaktaki yöneticileri de çok etkilemişti.