Fenerbahçe Ülker geçen sezon Euroleague'e büyük umutlarla girmişti. Takımın başına Avrupa'nın önemli koçlarından Piagianni geçirilmiş; Bo McCalebb, David Andersen, Mike Batiste gibi yıldız oyuncular kadroya dahil edilmişti. Ancak basketbolun sadece isimlerden ibaret olmadığı; çok geçmeden ortaya çıktı. öyle ki; ilk tur grubunda oynadığı 10 maçta 5 galibiyet alan Fenerbahçe Ülker, TOP 16 turunda 2 galibiyete karşılık 12 kez sahadan yenik ayrıldı.
Sarı-lacivertliler bu süreçte teslim bayrağını o kadar çabuk çekmişti ki, maç başına inanılmaz şekilde potasında 85 sayıdan fazla görüyordu.
Ve o günlerden, Avrupa'nın en büyük ekiplerinden CSKA Moskova'ya, son 16 yılın en ağır yenilgisinin tattırıldığı bugünlere gelindi. bu çarpıcı değişimde aslan payı şüphesiz, Avrupa basketbol tarihinin belki de en büyük koçu Zeliko Obradoviç'e ait.
Obradoviç'in takım üzerinde nasıl bir otorite kurduğunu görmek için, Bo McCalebb'in oyununa bakmak yeterli. Geçen sezon hiç savunma yapmayan, sürekli tek başına oynamaya çalışan McCalebb, bu sezon her maçı kariyerinin son maçı gibi oynuyor. Zira Obradoviç'in yönettiği bir takımda hiçbir oyuncunun ipleri gevşetme lüksü yok.
FAVORİLER ARASINDA
Sırp koçun basketbol bilgisi ve otoritesi, sarı-lacivertlilerin kadrosundaki birbirinden kaliteli oyuncularla birleşince, başarı da kendiliğinden geldi. Barcelona ve CSKA Moskova gibi devleri üst üste deviren Fenerbahçe Ülker, bir anda, Euroleague'in favorileri arasına girdi.
Birçok yorumcu, Panathinaikos ile başarıdan başarıya koşan Obradoviç'in elinde, hiçbir zaman bu kadar yetenekli bir oyuncu topluluğu olmadığı görüşünde birleşiyor. Basketbolu çok iyi bilen otoriter bir antrenör ve takımlarını kişisel istatistiklerinin önünde tutan yıldız oyuncular, coşkulu taraftarlarla biraraya gelince, başarı da kaçınılmaz oluyor.
Bakalım Fenerbahçe Ülker, Avrupa'daki rüya başlangıcı nelere kadar taşıyabilecek?
