info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.2820
Dolar Satış
:
34.3438
Euro Alış
:
37.3363
Euro Satış
:
37.4035
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Bu Hafta 6 Yabancı Film Vizyona Giriyor.

Bu Hafta 6 Yabancı Film Vizyona Giriyor.

TV’DE NE GÖRDÜYSENİZ O..
ENTOURAGE
Popüler TV dizilerinin sinema uyarlamalarında genelde şu sorunlar yaşanır: ya yapımcı veya yönetmen, projeye destek vermez. ya da oyuncularla anlaşma sağlanamaz. Bu kez ikisi de olmamış. Bir kaç kafadarın Hollywood maceraları bildiğiniz haliyle beyaz perdede. Elbette dizinin yaratıcısı Doug Ellin’in yönetmen koltuğunda oturması, bunda büyük etken. Hikayeyi hatırlatacak olursak; oyuncu Vince Chase ve bir baltaya sap olmaya çalışan arkadaşları Turtle, Eric ve Johnny’nin başından geçen komik olayları izliyoruz. O hikayeler bildiğiniz gibi, Hollywood’un cafcaflı yüzünü olduğu kadar tehlikeli sularını da gösterir bize. Yine aynısı oluyor. Buraya kadar yazdıklarımızdan anlayacağınız üzere “tv dizisinin beyazperde versiyonu”ndan öte bir şey de yok hani! Başrollerde Kevin Connoly, Adrien Grenier, Kevin Dillon ve Jerry Ferrera kadrosu var. Özellikle dizinin sevenleri kaçırmamalı. 
 
 
BAŞARILI BİR WESTERN..
“İNTİKAM”
1870’lerin vahşi batısında geçen bir intikam öyküsü. Göçmen bir çiftçi, katledilen ailesinin intikamını alır. Film de aslında bu noktadan itibaren başlar. Çünkü intikam için öldürdüğü kişi, azılı bir çetenin elebaşının kardeşidir. Başrolde, her role bürünebilen Danimarkalı aktör Mads Mikkelsen var. Kendisi biliyorsunuz, “Kral Arthur”daki gibi çetin bir savaşçıyı, “Onur Savaşı”nda iftira atılan bir babayı, “Hannibal” dizisinde bir yamyamı gayet inandırıcı kılabilen biri. Bu kez de filmi tek başına sürüklemiş. Ona Eva Green, Jeffrey Dean Morgan ve eski futbolcu Eric Cantona da eşlik etmiş. Yönetmenliğini Kristian Levring’in yaptığı film, özellikle görüntüleriyle öne çıkan bir yapım. İntikam öyküleri her zaman lezzetlidir. 
 
 
OLMAMIŞLARI TOPLAYALIM.
“BÜYÜK OYUN”
Samuel L. Jackson’ın pek de iyi olmayan filmlerde yer alma sevdasından vazgeçmesini beklemedeyiz. Yine hayranlarını tatmin etmekten uzak bir film çekmiş. Filmde Jackson, ABD Başkanı’nı oynuyor. Buraya kadar sorun yok. Sorun, Başkan’ın ünlü uçağı Air Force One’ın teröristler tarafından vurulmasıyla başlıyor. Başkan, bir kapsül sayesinde düşen uçaktan kurtuluyor. Ancak düştüğü yer, ıssız bir orman. Yardımına bir çocuk yetişiyor. 13 yaşındaki Oskari, şansa bakın ki, o sırada ormanda ava çıkmış! Filmin devamı, Başkan ve küçük ortağının hayatta kalma mücadelesi şeklinde ilerliyor. Filmde Jackson’a çocuk oyuncu Onni Tommila eşlik ediyor. Kadroda Ray Stevenson ile Türk kökenli oyuncu Mehmet Kurtuluş da yer almakta. Yönetmen ve senarist ise 2010 tarihli korku-komedi melezi “Rare Exports”la ses getiren Finlandiyalı sinemacı Jalmari Helander.  
 
 
KARA KOMEDİ AMA HERKESE GÖRE DEĞİL.
“ÖLDÜRMENİN ÜÇ YOLU”
Simon Pegg’i severiz. “Hot Fuzz”dan “Görevimiz Tehlike”ye kadar her yerde güldürür bizi. Başrolde yer aldığı bu kara komedi için ise aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Türün olmazsa olmazı  olarak, aşk, ihanet ve cinayet, hepsi var filmde. Pegg, kurnaz suikastçi Charlie Wolfe rolünde. Görevi, Alice Taylor adındaki güzel ama tehlikeli bir kadını öldürmek. Başına örülen çorabın farkına vardığında ise iş işten çoktan geçmiştir. Kendini üç farklı cinayetin ve intikam hikayesinin ortasında buluverir. Hem eğlence hem de yer yer gerilim vaat eden filmin yönetmeni, geçmişte “Boxing Day” ve “Red Dog” gibi daha başarılı işleri bulunan Kriv Stenders. Kadroda Simon Pegg’e eşlik eden isimler ise Teresa Palmer, Alice Braga, Callan Mulvey ve Luke Hemsworth. 
 
 
AKSİYON TAMAM YA SENARYO?
“BÜYÜK TUZAK”
Bu hafta vizyona giren filmlerden gördüğünüz üzere, Türkçe vizyon isminde “büyük” sözcüğü geçiyorsa o filme mesafeli davranmakta fayda var. Fransa-Belçika ortak yapımı “Büyük Tuzak” da cafcaflı aksiyon sahneleriyle seyirciye bir tuzak kurmuş gibi. Oysa ardında öyle önemli bir hikaye yok. Anlatalım: 22 yaşındaki Vincent, yetenekli bir nişancıdır. Ama polis olmak yerine silah eğitmeni olmayı tercih eder. Yolu, teşkilatın kirlenmiş isimlerinden Milo ile kesişir. Tarafı olmadığı bir çatışmanın içinde bulur kendini. Bu süreçte, uğruna mücadele ettiği değerleri sorgulamaya başlar. Özellikle temposu ve aksiyon sahneleriyle ilgiyi belli ölçüde hak etse de, senaryonun zayıflığı, en fazla eleştirilen noktalardan biri. Fabrize du Welz’in yönettiği filmin başrollerinde Ymanol Perset, Joey Starr ve Gerard Lanvin var. 
 
 
EĞLENCELİ BİR MASAL
“KAÇAK PRENSES”
Dünya Savaşı’nın resmen sona erdiği günün akşamında İngiltere’de büyük kutlama vardır. Gençler eğlenmek ister. Peki eğlenmek, Buckingham Sarayı’nın prensesleri Elizabeth ve Margaret’in de hakkı değil midir? Elbette öyledir. Babalarından, yani Kral’dan zor da olsa izin alıp geceye katılırlar. Ama kimliklerini gizlemeleri şartıyla. Öyle olmaz tabii. İşler karışır.
Olaya, ”geleceğin kraliçesi de olsan her kalbi kazanamayabilirsin” gibisinden romantik cümleler de üflenmiş. Haftanın en eğlenceli filmlerinden biri olan “Kaçak Prenses”in kadrosu da güzel. Prensesleri Sarah Gadon ve Bel Powley oynuyor ama asıl güzellik anne ve babada, yani Kraliçe Elizabeth’te Emily Watson’ı, Kral George’da ise Rupert Everett’i görmek. Yönetmen ise, Anne Hathaway’li Jane Austen filmi “Aşkın Kitabı” ile beğenilen Julian Jarrold..