Ogün Sanlısoy’u ilk kez heavy metal grubu Pentagram’la ve çoktan kült olan Trail Blazer albümüyle duymuştuk. Sonra yoluna tek başına devam etmeyi tercih etti. Epey sert birkaç albümden sonra dinleyici karşısına ilk akustik albümü “Ogun sanlısoy Akustik 2012” ile çıktı.
- Neden akustik albüm çıkarmak istediniz?
Müziğe başladığımda elimde gitar ve gitar çalan bir arkadaşımla barlarda, kulüplerde şarkı söylüyordum. Ün lü rock grup la rı nın par ça la rı nı co ve r’ lı yor duk. Bu al büm dey se 22 yıllık kariyerimdeki şarkılardan seçtiklerimi yorumladım. Hem yeni bir şey yaptım, hem de başladığım noktaya döndüm. Çember tamamlandı. I I Ne gördünüz başlangıç noktasında? Pentagram’la ve solo çıkardığım Korkma, O Gün gibi albümlerde sert denebilecek şarkılar yaptık. Ama deneysel elektronik seslere açık, iddialı ve cesur işler de yaptık. Gruptan ayrılmanın en güzel yanı, ilk kez tamamen kendi şarkılarımla dinleyiciye ulaşabilmek...
-Hedefleriniz nelerdi?
Çok büyük ideallerim yoktu. Müzik yapmak, kendi şarkılarımı çalıp yorumlamak istiyordum. Fakat hiçbir zaman hiçbir şey için kendimi kasmadım. Kendimi tam olarak, rahatça ifade etmekten başka bir derdim olmadı. Solo çalışmanın tatlı tarafı şu: Canım isterse sert, heavy şarkılar yapıyorum, canım isterse yumuşak, duygusal hatta türkü formatlı şarkılar...
-Dinleyiciyle ilişkiniz nasıl?
Başka şehirlerdeki konserlerde, adıyla sanıyla seslenecek kadar iyi tanıdığım insanlar geliyor. Müzik olağanüstü bir hatırlama aracı.
‘Ozan beğenirse albüm tutar’
- Oğlunuz Ozan’ı herkes tanıyor... Eğitimiyle ilgili mücadeleniz çok destek gördü. Müzikle arası nasıl?
Hayatta en sevdiği iki şey var, müzik ve, resim. Seslere ve renklere karşı inanılmaz hassas. Müzik en büyük eğlencesi. Konuşmayı pek sevmiyor ama şarkı söylemeye bayılıyor. Piyano çalıyor. İyi müzikten, güzel şarkıdan anlıyor. Albümlerimde hangi şarkının tutacağını onun tepkilerinden anlıyorum.