info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
35.0619
Dolar Satış
:
35.1251
Euro Alış
:
36.4162
Euro Satış
:
36.4818
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Yeni Neslin Ebru’daki Başarısı, Sera Çamaş

Evlerinin alt katında bulunan sanat atölyelerinde ebru yapmaya başlayan Sera Çamaş’ın eserleri uluslararası bir sanat fuarı olan Contemporary Venice kapsamında, Palazzo Albrizzi-Capello’da sergilenecek.

Ülkemizin geleneksel sanatlarından ebru ile çocuk yaşta tanışan Sera Çamaş’ın eserleri, uluslararası bir sanat fuarı olan Contemporary Venice kapsamında, Palazzo AlbrizziCapello’da sergilenecek. Çamaş, yaptığı ebruları kolaj tekniğiyle bir araya getirerek suyun üstünde yapılan geleneksel bir sanata yeni bir yorum ve çağdaş bakış açısı kazandırıyor.

16 yaşındaki genç sanatçının eserleri 1-21 Şubat tarihleri arasında sergilenecek.

Primis Player Placeholder Ebru sanatı, benim annemin Mimar Sinan’da öğrendiği, dedemin emekli olduğunda başladığı sanat dalı. Evimizin altında sanat atölyemiz var, orada ben doğduğumdan beri topraktan ebru boyaları at kılından gül dalından fırçalarla tamamen geleneksel yöntemlerle ebru yapılıyor. Ben 5 yaşımdan beri de dedem ve annemle beraber çoğunlukla çocuklara ‘Dededen Toruna Ebru’ atölyeleri düzenliyoruz. Ebru suyun üzerinde yapılan bir baskı tekniği aslında. Herkes ebruda laleler karanfiller gibi desenler yapıyordu, bana annem de dedem de özel olarak ebru sanatı böyle yapılır diye öğretmedi, dedem daha geleneksel desenleri çalışıyor, annem tamamen başka desenler yapıyor, bense onlardan tekniği görüp kendi yapmak istediklerimi yaptım. İlk başta kediler kuşlar, çocuk suratları yapıyordum, sonra kolajlar yapmaya başladım. Sanırım ebruya büyük yaşta başlayınca insanların kafasında bin yıllık bir sanat olduğu için nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir format oluyor ama o bende yoktu, bu da geleneksel bir sanata daha özgürce yaklaşmamı sağladı.

NY merkezli bir sanat ajansı olan Hubdesign ebrularımı uluslararası platformda temsil ediyor. Pandemi olmasa Londra ve New York’ta ufak bir kişisel sergi planlanıyordu. Pandemi nedeniyle kişisel sergi ertelenince Contemporary Venice ve Canvas London’a başvurduk ve ebrularım sergilenmeye hak kazandı. Yaptığım çalışmaların yurtdışında sergilenecek olması inanılmaz heyecan verici ve güzel bir his.

Ben zaten dedem ve annemle 5 yaşımdan beri çocuklarla, çoğunlukla da eğitimde dezavantajlı (zannedilen) gruplarla Dededen Toruna Ebru atölyeleri yapıyordum. 13 yaşımda KODA’nın davetiyle Harran’a Dededen Toruna Ebru atölyesi yapmaya gittiğimizde, kolay taşındığı için ukulelemi alıp gittim, çocukların müziğe olan ilgisini görmemle sürdürülebilir müzik eğitimi sağlamak istedim ve Köy Okullarına Müzik projemi başlattım, enstrüman toplayıp gönderdim veya kendim götürüp çocuklara notaları anlattım, klasik müzik dinlettim ve hepsine tek tek ukulele ve org çaldırdım, çocuk koroları kurdum. Ebru doğduğumdan beri doğduğum aile ve ortam sayesinde, müzik de 6 yaşımda konservatuvara girdiğim için benim normal hayatımın parçası gibi ikisi de çok sevdiğim şeyler ve bunlar sayesinde birilerine dokunmak, yüzlerinde ışık yandığını görmek o kadar güzel bir duygu ki sürekli yapmak istiyorsunuz. Sanal Orman da ağaçların kesilmesi ve orman yangınlarına karşı çocuklara ağaçların önemini anlatmak ve büyüklere ağaçların hepimizin olduğunu hatırlatmak için sosyal medyada başlattığım ve 25 bin ağaçlık gerçek bir ormana dönüşen proje. Yani aslında yaptıklarımı proje olarak planlamıyorum, ihtiyaç gördüğüm konuda çözüm için harekete geçiyorum sonradan adı proje oluyor.

Çocukların sadece eğitimde değil, tüm konularda eşit haklara sahip olması, ve bizim bunun için çabalamamız gerekiyor. Eğitim özelinde söylemem gerekirse, köylere gidip birleştirilmiş sınıfları ve teknik imkânsızlıkları görünce eğitimde fırsat eşitliği için elinizden geleni yapmak istiyorsunuz. Yapılacak çok şey var ama bizde de yapacak güç var. Herkesin elinden geldiği kadar bir ucundan tutması, hiçbir şey yapamıyorsa sorunla ilgili farkındalık yaratmak için destek vermesi gerektiğini düşünüyorum.