Pancaroğlu çeng ile karşılaşmasını şöyle anlatıyor: “Arp çalmaya başladığım yıllardan itibaren ortaçağ ve erken modern dönem İran ve Osmanlı minyatürlerinde sıkça karşımıza çıkan, yere oturularak çalınan ve yaklaşık 25 teli bulunan, arpa çok benzeyen bir çalgı hep dikkatimi çekmişti. Zaman içerisinde merakım arttı ve bu çalgının sesini duymak, onu çalmak istedim. Belli ki bu bizim coğrafyamızın arpı idi. Minyatürlerde resmedilen çalgılar arasında çok sık boy göstermesi ortaçağda sevilen bir çalgı olduğunu ortaya koyuyordu. Ancak bu çalgının hiçbir örneği günümüze ulaşmamıştı. Çeng aslında açılı bir arp. Mezopotamya’da çalınan açılı arplar yok olduktan sonra, yakın doğu İslam kültürlerinde, ki burada özellikle İran, Irak ve Türkiye’yi belirtmek gerekir, bu tür arpların izine rastlıyoruz. Şairler arasında favori bir tema olan çeng, müzikteki gelişmelere ayak uyduramayıp, zamanla kullanımdan düşüyor. 1660’da Evliya Çelebi ‘Seyahatname’sinde İstanbul’da sadece tek bir tip çeng ile 10 çeng’inin (çeng çalan kişi) varlığından söz ediyor. Bu, çeng’e dair bilinen son yazılı tanıklık. Bu albümde kullandığım çeng 2013 yılında İzmir’li çalgı yapımcısı Levent Güleç tarafından üretildi.”
Şirin Pancaroğlu’nun son CD’si ‘Çengnağme’ (Çengin Ezgisi) Lila Müzik etiketiyle yayınlandı. CD’de Şirin Pancaroğlu’na müzik dostları Bora Uymaz, Murat Aydemir, Derya Türkan, Yavuz Akalın, Meriç Dönük, Volkan Ergen, Volkan Topakoğlu eşlik ediyor.