Bir yandan İstanbul’da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Turkcell Yıldızlı Geceler devam ediyor, bir yandan da İstanbul başta olmak üzere yurdumuzun dört bir yanında konserler ve festivaller yapılıyor. Hafta sonu İstanbul’da Suma Beach’te Electronica Festival vardı. Kötü hava şartlarına rağmen giden arkadaşlarımdan aldığım bilgilere göre gayet iyi bir festival olmuş. Ben de cumartesi günü Babylon Soundgarden Festivali’ni izlemek üzere Çeşme yollarına düştüm. Bu yıl 2. kez Doritos’un ana sponsorluğunda yapılan festivale ilgi, geçtiğimiz yıla göre daha da büyüktü. Çeşme’nin en güzel koylarından Ayayorgi’de yer alan Babylon ile özdeşleşen festivale geçen yıl da gitmiştim. Riff Cohen ve Ceza’nın headliner olduğu; birçok grup ve DJ’in performansıyla renklenen tek günlük festivale bu yılki programı da ekleyerek artık Çeşme klasikleri arasına girdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
DENİZ, GÜNEŞ, GÜZEL MÜZİK… İNSAN DAHA NE İSTER?
Öğle saatlerinde Babylon Çeşme’ye ulaştığımızda ortam çoktan hareketlenmeye başlamıştı. Babylon DJ’leri yine çok iyi çalıyordu. Biz de kısa bir süre sonra kendimizi güzel müziklerin, tatlı tatlı esen Çeşme rüzgarının, güneşin, denizin ve doğanın mucizesine teslim ettik. Deniz ve güneşin tadını çıkaran festival sakinleri bir yandan da festival alanındaki farklı atölye ve etkinliklerden kendilerine uygun olanlarla ilgileniyordu.
UZUN BİR ARADAN SONRA ATHENA KONSERİNDE
Çeşme’de gün geceye dönüp saatler 10’u gösterdiğinde sahneyi yavaş yavaş Athena grubu devraldı. Uzun zamandır Athena’yı sahnede izlememiştim. Aslında kış boyu İstanbul’da birkaç konser verdiler ama benim Athena ile kavuşmam Çeşme’ye kısmet oldu. Evet, Athena ile bir süredir televizyon ekranlarında buluşabiliyoruz. Gökhan ve Hakan Özoğuz kardeşler TV8’de yayınlanan “O Ses Türkiye” yarışmasıyla yeni ekran fenomenleri oldular. Bizim yıllardır albümleri ve konserleriyle iyi tanıdığımız bu eğlenceli kardeşleri artık tüm Türkiye bağrına basmış durumda. Elbette onların daha büyük kalabalıklar tarafından sevilmesi bizi de çok mutlu ediyor ama onları ait oldukları yerde, sahnede izlemek her zaman bir başkaydı, hala çok başka. Evet onlar tamamen müziğin kalbine doğmuşlar, enerji ve tutku dolu ruhlarıyla sahne için yaratılmışlar. Çeşme performansları bunun bir kanıtı gibiydi.
İLK DAKİKADAN SON SANİYEYE
Çeşme’de bol rüzgarlı ve soğuk sayılabilecek bir geceye rağmen konserin ilk dakikasından son saniyesine kadar grubun sahne enerjisi bir an bile düşmedi. E hal böyle olunca da festival alanını dolduran binlerce müzikseveri coşturdukça coşturdular. Hatta grup üyeleri bu konser için hazırladığı şarkı listesinin sonuna gelmesine rağmen, seyirciler onları bırakmadı, şarkı üzerine şarkı isteyerek konserin normalden çok daha uzun sürmesine neden oldu. O gece Athena 3 saate yakın sahnede kaldı.
ATHENA KLASİKLERİYLE BİRLİKTE SÜRPRİZ ŞARKILAR
Grup üyeleri, 1998’de yayınladıkları ilk Türkçe albümleri “Holigan”dan 2014’te müzikseverlerle buluşan “Altüst”e her albümlerinden en sevilen şarkılarını büyük bir koro eşliğinde söyledi. “Her Şey Güzel Olacak”tan “Benim Yolum”a, “Yaşamak Var Ya”dan “Senden, Benden, Bizden”e, “Sen de Yap”tan “Serseri Mayın”a Athena külliyatı o gece bir kez daha Çeşme sularında yankılandı. Bütün bunlar da yetmedi “Geberiyorum”, “Çanakkale Türküsü”, “Diyemedim” ve “Dilek Taşı” gibi sürpriz şarkılarla izleyicileri daha da mest ettiler. Nazım Hikmet şiirinden Ali Kocatepe’nin bestelediği, ilk kez Nükhet Duru’nun yorumladığı “Geberiyorum”u Athena’dan dinlemek gecenin en heyecanlı anlarındandı. Gülden Karaböcek ve Ferdi Özbeğen’den sevdiğimiz “Dilek Taşı”nı ve Zafer Peker’in “Diyemedim” şarkısını bir süredir konserlerinde söylüyorlardı. “Dilek Taşı” o gece yine en çok reyaksiyon alan performanslardan biri oldu. “Çanakkale Türküsü” ise birbirimize daha da kenetlendiğimiz bugünlerde hepimizi duygulandırdı. Konserin sonunda Gökhan Özoğuz bu coşkulu kalabalığa tekrar tekrar teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. “Çok uzun zaman sonra sahnedeyiz. Bizi biz yapan en önemli şeyin müzik olduğunu bu akşam bir kez daha anladık” diyerek geceye noktayı koydu. Biz de öyle düşünüyor, kendilerini televizyon projelerinin yanı sıra daha sık sahnelerde görmeyi arzu ediyoruz.