info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
35.0619
Dolar Satış
:
35.1251
Euro Alış
:
36.4162
Euro Satış
:
36.4818
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Vatandaş Ete Hasret

Et ve et ürünleri Türkiye’de yaşayan insanların buzdolabında en çok görmek istedikleri ürünlerin başında geliyor.

Mutfakta pişen ilk 3 yemek ise çorba makarna ve pilav oldu.

Tüm dünyada sebze ağırlıklı beslenme türü öne çıkarken, Türkiye'de ise yüksek fiyatlar nedeniyle sofrada yer bulamayan et ve et ürünleri, Türk insanının en büyük hayali oldu. Kültürel tercihler ve bütçe kısıtlaması nedeniyle çorba ve makarna mutfaklarda en çok pişen yemekler olarak öne çıkarken, Türkiye'de en sevilen yemek yüzde 10.3 ile kırmızı et oldu. Para derdi olmaması durumunda buzdolabında hep bulundurulacak ürün yüzde 62.3 ile et ve ürünü olurken, bunu yüzde 8.8 ile meyve ve sebze izledi.

Türkiye'de insanların kahvaltıda bulamadığı ancak en çok özlediği ürünler ise sucuk, pastırma ve bal gibi şarküteri ürünleri.

Türk mutfağına sahip çıkma misyonu ile yola çıkan Metro Toptancı Market, KONDA Araştırma ve Danışmanlık ile birlikte Türkiye'de Yeme İçme Değerleri ve Alışkanlıkları Araştırması'na imza attı. Araştırmanın en çarpıcı iki sonucu ise Türkiye'de insanların sofralarda et ve et ürünlerine büyük özlem duyması ve üreticilere güvenmemesi oldu. Toplam 31 kentte 2.713 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, yüksek gelir grubundakiler haftada iki kez, düşük gelir grubu ise haftada 1 kez et yiyebiliyor. Düşük gelir grubu haftada 279 gram et ve tavuk tüketebilirken bu rakam yüksek gelir grubuna giren kişilerde 645 grama çıkıyor. Araştırmada evinizde en çok hangi yemek pişiyor sorusuna verilen ilk 3 yanıt ise çorba makarna ve pilav.

Et ve et ürünlerine duyulan özlemin kaynağında ise fiyat ve gelir sorunu yatıyor. Araştırmaya göre para sıkıntısı olmaması durumunda Türkiye'de insanların buzdolabında en çok görmek istediği ürün yüzde 62.3 ile et ve et ürünleri. Sebze ve meyve yüzde 8.8 ile ikinci sırayı alırken aradaki makasın büyüklüğü, vatandaşların beslenme konusundaki temel sorununun yüksek fiyat ve düşük gelir olduğuna işaret ediyor. Yüzde 4.1 ile balık, yüzde 3.3 ile peynir ve yüzde 2 ile alkollü içecekler yine Türk insanının para derdi olmadan en çok almak istediği gıda maddeleri arasında yer aldı.

Araştırmada öne çıkan bir başka nokta ise dışarıda yemek yeme oranları. Türkiye'de yüzde 35'lik bir kesim dışarıda hiç yemek yemiyor. Dışarıda yemek yiyen yüzde 65'lik oranın ortalama harcaması ise yüzde 65. Lüks restoranlardaki ortalama harcama 91 TL olurken, meyhanelerde 71 TL, büfede ise 24 TL'lik yeme içme harcaması yapılıyor. Dışarıda en çok yenen ürünler ise döner, kebap, et ve fast food. Sağlıklı yeme içme trendi ise alışkanlıklara yansımaya başlamış durumda. Araştırmaya katılanların yüzde 39'u şekeri, yüzde 35'i tuzu, yüzde 21'i ise yağı azalttığını açıkladı.

Metro Toptancı Market Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Özerkan, Türkiye'de damak tadının daraldığını ve bu durumun turizm başta olmak üzere pek çok sektörün gelirini etkilediğini dile getirdi. Dünya sebze meyve ağırlıklı beslenmenin hayalini kurarken, Türkiye'nin hâlâ etin hayalini kurduğunu kaydeden Kubilay Özerkan, Türkiye'nin etle olan imtihanın 3 ayda çözülebilecek bir sorun olmadığına dikkat çekti. “Bugün Adana kebap da, islim köfte de, hamburger de aynı etten yapılıyor” örneğini veren Özerkan, Türk mutfağının gerçek potansiyeline ulaşamaması durumunda turiste kişi başı 1.000 dolar harcatmanın hayal olacağına dikkat çekti. Kuruluş olarak işlerini elma alıp satmak olarak görmediklerini Türk mutfağının gerçek potansiyelini ortaya çıkması için çalıştıklarını aktaran Özerkan, “Bu sadece üretim ile çözülmeyecek.

Türkiye'de yeme içme alışkanlıkları da değişiyor. Türkiye'nin kişi başı gelirleri bir günde 20 bin dolara çıksa da yeme içme alışkanlığı bir günde değişmeyecek” dedi.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye'de aile hayatının her alanda olduğu gibi yeme içme konusunda da etkin özne olduğunu dile getirdi. Yeme içme alışkanlığının tek başına gelirden ibaret olmadığını, çocuk sayısının, medeni durumun, hayat tarzının, kentte ya da köyde yaşamanın temel belirleyiciler arasında yer aldığını kaydeden Ağırdır, “Her 5 insandan biri hâlâ taşınmaya hazırlanıyor. Yeme içme kültüründe sıçrama yaratan iki önemli olay var. Biri kırdan kente göç, diğeri de evlerden apartmanlara göç. Gelecek 10 yılda yeni trend sağlıklı beslenme olacak” diye konuştu.