Demiryolları, 200 yılı aşkın bir süredir medeniyetin bir parçası. 1800’lü yılların İngiltere’sindeki buharlı trenlerle başlayan bu yolculuk, bugün modern hızlı trenlerle devam ediyor.
Günümüzün hızlı trenlerini, buharlı lokomotiflerden ve dizel motorlu trenlerden ayıran özellikler, sadece hızı ve yüksek yolcu taşıma kapasitesi değil. Modern trenler, eski trenlere oranlar doğaya daha az zarar veriyor.
Teknolojik gelişmeler trenleri daha hızlı ve daha kolay ulaşılabilir yaptı. Bununla beraber kimilerine göre, teknolojik gelişme ile paralel olarak trenlerin çevreye verdiği zarar da gözle görülür bir biçimde azaldı.
Buharlı ve dizel trenlerin hava kirliliğine ve insan sağlığının bozulmasına sebep olduğu bilinen bir gerçek. Yapılan bir araştırmaya göre, sadece ABD’nin Illinois eyaletinde dizel trenler yüzünden her sene yaklaşık 20 bin astım krizi ve 680 kalp krizi meydana geliyor.
Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı, geçen sene bu tip trenlerin çevreye verdiği zararı azaltmak için New York ve New Jersey eyaletlerinde 2,7 milyon dolar (6 milyon TL) harcadı.
Elbette insanoğlunun ürettiği her araç çevreye zarar veriyor. Bu zararı en düşük seviyeye indirmeye çalışan uzmanlar, yıllardır bu amaç uğrunda çalışmalar yapmaya devam ediyor.
