CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Alaattin Yüksel, Yüksek Seçim Kurulu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarını açıkladığı 15 Ağustos’tan bu yana Türkiye’de tam bir garabet yaşandığını ve devletin askıya alındığını söyledi.
Demokratik ülkelerde böyle bir garabetin yaşanmayacağını söyleyen Yüksel, “Recep Tayyip Erdoğan şu anda; hem Seçilmiş Cumhurbaşkanı, hem Başbakan, hem AKP Genel Başkanı. AKP genel başkanı olarak AKP’yi Genel Kurula götürüyor. Böyle bir garabet durumu geçmişte ne Türkiye’de ne de Gelişmiş hiçbir demokratik ülkede yaşanmadı” dedi.
DEVLET, ASKIYA ALINDI
Anayasanın 101. Maddesinin çok açık olduğunu ifade eden CHP’li Yüksel, “Anayasa, ‘Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği, yani milletvekilliği sona erer’ diyor. Ama Şu anda korkunç bir tuhaflık yaşanıyor Türkiye’de. Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın başbakanlığı düşmesin diye, 15 Ağustos’ta açıklanan ve aynı gün Resmi Gazeteye gönderilen YSK kararı hala Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Böyle bir şey ne görüldü, ne duyuldu. Erdoğan’ın isteğiyle devletin işleyişi durduruldu. Adeta devlet askıya alındı. Bunu yapanlar yargı önünde hesap verecek ” dedi.
İPUÇLARINI VERİYOR
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Erdoğan’ın “tek tip ülke” hayali olduğunu savunarak, “Türkiye’yi ve AKP’yi ben dizayn edeceğim, hatta ve hatta muhalefet partilerini dizayn edeceğim diyen, milletvekillerini ben seçeceğim diyen Muhalefet Parti genel başkanlarına en ağır hakaret eden, yargı ile kavga eden, toplumu kamplaştırıp nefret tohumları eken, azarlama, nefret ve öfke dilini kullanan, son olarak Baro başkanı gelirse ben Yargıtay’a gelmem diyen bir Cumhurbaşkanı var Türkiye’de. Bunlar, nasıl bir cumhurbaşkanlığı yapacağının ipuçlarını veriyor” dedi.
TÜRKİYE İYİYE GİTMİYOR
Yüksel, Türkiye’nin son dönemde hızla gerildiğini söyledi. “Türkiye iyi bir yere gitmiyor, çok büyük bir kamplaşma ve gerginlik var. Bu gerginlik ekonomiden sosyal hayata, siyasete Türkiye’de her alanı etkiliyor. Toplumsal Huzur ve barış giderek yok oluyor.” Diyen Yüksel, “Recep Tayyip Erdoğan, üslubu olduğu üzere, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ve sonrasında da ayrıştırma, kamplaştırma ve nefret dilini sıklıkla kullandı. Ayrıştırıcı dili mezhep düzeyine dahi indirgedi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasinin böyle bir dil kullandığını görüyorum. Bu dil, Türkiye’yi geriyor” dedi.