info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.2757
Dolar Satış
:
34.3374
Euro Alış
:
37.3528
Euro Satış
:
37.4201
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Ağacın Tepesindeki Meyveleri Toplarız

Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin 2023 hedeflerini çok gerçekçi bulduğunu belirterek, “Önümüzdeki 10 yılda ciddi atılımlar yapabiliriz. Doğru bir stratejiyle meyve ağacının en tepesindeki meyveleri bile toplayabiliriz” dedi.

 

CAPITAL  ve Ekonomist dergilerinin Bursa Valiliği işbirliği ile düzenlediği ‘Uludağ Ekonomi Zirvesi’ dün başladı. Ekonomi yönetiminin ve Türk iş dünyasının önemli isimlerini Türkiye’nin zirvesinde buluşturan ‘Yeni Fırsat Penceresi’ temalı konferans aynı zamanda uluslararası ekonomi çevrelerinden de önemli isimlere evsahipliği yapıyor. Bugün de devam edecek olan zirvenin açılışını Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ gerçekleştirirken, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da açılış konuşmasında güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
 
EN TEPEDEKİ MEYVELER
 
Bu yıl ikincisi düzenlenen zirvenin ‘Yeni Türkiye, Yeni Fırsatlar’ başlıklı panelinde konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin 2023 hedeflerini çok gerçekçi bulduğunu belirterek, şunları söyledi: “Türkiye’nin konum açısından çok önemli avantajları var. İçinde bulunduğu tüm coğrafyaya ihracat yapabilecek bölgenin üretim üssü olabilicek bir ülke konumundayız. Son 10 yıldaki performansımıza bakılırsa, önümüzdeki 10 yılda da ciddi atılımlar yapabiliriz. Aslında şimdiye kadar yaptıklarımız meyveli bir ağacın sanki alt dallarındaki olgunlaşmış meyvelerini toplamak. Şimdi üst dallarındaki meyveleri toplamamız lazım. Bunun için de aslında bir merdivene ihtiyacımız olacak. O merdivene çıkacak, birileri de o meyveleri toplayacak ve onları sepetlere yerleştirecek insanlara ihtiyacımız var. Burada belki merdiveni teknoloji, meyveleri toplayacak insanları organizasyon ve iş becerilerimizi simgeliyor gibi düşünebiliriz. Doğru bir stratejiyle meyve ağacının en tepesindeki meyveleri bile toplayabiliriz.”
 
ENERJİNİN ÖNEMİ ARTIYOR
 
Bu süreçte enerji konusunun Türkiye’nin en önemli korularından biri olacağını vurgulayan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin kendi enerjisini kendi üreten, enerji verimliliğinde etkin yöntemler ve teknolojiler geliştiren bir ülke olmasının önemine dikkat çekti. Konuşmasında Almanya’nın enerji politikalarını da örnek gösteren Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Almanya 2050 yılına kadar kendi enerjisini kendi üretmeyi, bunun da yüzde 90’ının yeşil enerji olmasını hedefliyor. Bence bu müthiş bir hedef. Türkiye de kendi enerjisini, yenilenebilir enerji yatırımlarını ve bunların teknolojilerini geliştirmeye daha fazla odaklanmalı” diye konuştu. Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da genişleme ve satın alma fırsatlarına baktıklarını söyledi.
 
2 günlük programa sığmaz 
 
GEÇEN yıl birincisi yapılan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin başarısının bu yıl için cesaret verdiğini kaydeden Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Bu yılki katılımcı sayımızın geçen yıla göre iki katın üzerinde artmış olması, yola çıkarken kendimize koymuş olduğumuz hedefler açısından iyimserliğimizi daha da artırdı. Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin çok kısa bir sürede uluslararası düzeyde ilgi çeken bir bölgesel tartışma platformuna, bilgi paylaşım ve düşünce üretim odağına dönüşeceğinden kuşku duymuyorum” Ancak günde-mimizdeki konular 2 günlük bir programa sığmayacak kadar fazla ve derin. Ancak birbirinden değerli katılımcıların zirveye getirdikleri bilgi ve deneyim zenginliği, benzeri başka bir tartışma platformunda bulunamayacak kadar da büyük.”
 
Aslolan içerik
 
DİJİTAL çağın iş hayatında her alanı önemli ölçüde değiştirdiğini vurgulayan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Doğan Grubu’nun da bu dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğini söyledi. Her değişim ve dönüşümün risk ve fırsatlar barındırdığını kaydeden Arzuhan Doğan Yalçındağ, şöyle devam etti: “Doğan Grubu olarak dijital dönüşümü Türkiye’de ilk önce başlatan gruplardan biriyiz. E-ticaretin potansiyelini ilk gören ve Hepsiburada.com’u kurarak, bu alandaki fırsatları ilk değerlendiren kurumlardan biri olduk. Aynı şekilde medya alanındaki değişimi de uzun zaman önce başlattık. Tüketicinin istediği kaliteli içeriğe her türlü platformda ulaşmasını sağlayacak teknolojik altyapıya uzun zaman önce yatırım yaptık. Tüketici öncelikle içeriğe bakıyor. Sosyal medyanın geleneksel medyaya tehdit oluşturduğunu ya da rol çaldığını düşünmüyorum. Sosyal medyadaki içeriğin yüzde 80’i geleneksel içerikten geliyor. Dolayısıyla sosyal medya ve geleneksel medya birbirini besleyen iki önemli platform.” 
 
Barış olursa kimse Türkiye’i tutamaz
 
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner’in moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Yeni Türkiye, Yeni Fırsatlar’ başlıklı panelde, barış sürecinin Türkiye için önemli bir fırsat olacağını söyledi. Yılmaz şunları kaydetti: “Türkiye, bu barış sürecini inşallah sağlıklı ve kalıcı bir şekilde tamamlarsa, silahtan, terörden, şiddetten kurtulup uzlaşarak büyük bir toplumsal mutabakatla bir anayasaya kavuşursa Türkiye’yi kimse tutamaz.” Yılmaz, NATO’nun kurulduğu günlerde olduğu gibi son dönemde ekonomik anlamda bir NATO kurulduğunu belirterek, “Düşünün AB 15 trilyon, ABD aşağı yukarı o kadar 30 trilyonluk bir ekonomi daha. Buna Kanada, Meksika ve bütün Güney Amerika ülkelerini ilave ettiğimizi düşünün çok ciddi dünya ekonomisinin yüzde 40’ına 50’sine doğru gidiyorsunuz” diye konuştu.
 
ELİMİZ GÜÇLENDİ
 
AB vizyonunu, getireceği ekonomi dışında tüm sosyal ve siyasal alandaki reformlar bakımından da önemsediklerini dile getiren Yılmaz, “ Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması’nı da önemsediğimiz için ilk ziyaretini İrlanda’nın Dublin kentine yaptık. Orada, İrlanda dışişleri ve AB ilişkilerini yöneten bakanlarla görüştük. Hepsi Türkiye’den etkileniyorlar. Ve her geçen gün Türkiye’nin dışarda bırakılamayacak önemde olduğunun farkındalar” dedi.  AB ile yeni bir anlaşma çerçeve arayışına girmek istemediklerini AB işinde hızlanmayı amaçladıklarını kaydeden Yılmaz,  “Fransa ambargoyu kaldırdı. Güney Kıbrıs’taki gelişmeler bu konuda bizim elimizi güçlendiriyor. Dolasıyla sadece bölgesel politikalar başlığıyla sınırlı kalmayacak bir müzakere sürecinin açılma ihtimali var” dedi.
 
Yüksek katma değerli üretim
 
ECZACIBAŞI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Türkiye’nin ihracatını etkileyici bir performansla arttırdığını söyledi. Türkiye’nin ihracatında son 10 yılında yapısal bir değişiklik olduğuna değinen Eczacıbaşı, “Eskiden ihracatımız içerisinde tarımsal ürünler, gıda tekstil gibi sektörler ağırlık taşırken, geçirdiğimiz değişimle daha gelişmiş teknolojilerin ürünleri pay sahibi oldular.Yüksek katma değer yaratan yüksek teknolojili sektörlerde olunmadığı sürece Türkiye belki dünya ticaretindeki payını koruyabiliyor. Dünya ekonomisindeki sıralamasını koruyabiliyor ama daha ileri sıralara atlayabilme imkanını yakalayamıyor” diye konuştu.
 
Oligarkların hedefindeyiz
 
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Güney Kıbrıs’ta banka mevduatına vergi kararı sonrasında başlayan sıkıntıların ardından, Rus oligarkların parasının, ana ortakları Sberbank’ın da gelmesiyle, Türkiye’yi bir hedef olarak göreceğini ancak para girişi anlamında henüz bir sinyalin olmadığını söyledi.  Ateş, “Henüz bir para ortaya çıkmadı. Ama Rus oligarkların parası, Sberbenak’ın da Türkiye’ye gelmesiyle, Türkiye’yi bir hedef olarak göreceklerdir, ben umutluyum. Bu para bankacılık sektörüne gelir ancak Sberbank’tan dolayı umarım bize de gelir. Ama henüz bir sinyal yok” dedi.
 
NOT ARTIRIMI BANKALARA YARAR
 
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu  yükseltmesine dikkat çekti . Özen “Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu artırıyor. Yatırım yapılabilir notu almak çok önemli. Biz bankalar olarak çok uzun vadeli fonlamalara daha rahatlıkla ulaşabileceğiz. Not artırımıyla bankacılık sektörünün kârlılığı önemli şekilde artabiliyor.”
 
 1.4 MİLYON ADET MOBİL MÜŞTERİ VAR
 
ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay da Türkiye’de mobil bankacılığın giderek yaygınlaştığını söyledi. Bankacılıkta 1.4 milyon mobil müşteri bulunduğunu hatırlatan Abay, “Diğer ülkelerden farklı bir ilerleme var.  Avrupa’daki bankacılık uygulamaları genelde mobil bankacılık ama bizde internet bankacılıkla hiç tanışmadan direk mobil bankacılıkla tanışan insanlar var” dedi.
 
BANKACILIK MÜŞTERİ NE DEMEK ANLADI
 
Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup Ceo’su Dr. Ömer A.Aras, bankacılığın 2001 ekonomik krizinden sonra sıkı disiplin dönemine girdiğini dile getirirken, ‘bir musibet bin nasihatten iyidir’ sözünde olduğu gibi bankacıların akıllarını başlarına topladığını ifade etti. Aras “Bireysel bankacılığın Türkiye’ye girişi ile bankacılar gerçek anlamıyla müşterinin ne demek olduğunu anlamaya başladı” dedi.
 
Büyümenizden 0.5 puan verin bayram edelim
 
Türkiye’nin yüzde 3 ve üzeri büyüme oranları Avrupa’da liderleri de kıskandırıyor. Uluslararası zirvelerde Türk ekonomisinin performansının konu edildiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Avrupalı meslektaşlarım bana, ‘Yüzde 4 büyümenizi yüzde 0.5’er olarak masadakilere paylaştırsanız bayram ederler’ diyor. Bu da Türkiye’nin gücünü gösteriyor” dedi.
 
AVRUPA Birliği (AB) ülkelerinin durgunlukla mücadele ettiği bir süreçte Türkiye’nin yüzde 3 ve üzeri büyüme oranları Avrupalı liderleri özendiriyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, katıldığı uluslararası bir zirvede Türkiye ekonomsinin büyüme performansının konu edildiğini belirterek, “Avrupalı meslektaşlarımdan bazıları bana, ‘Yüzde 4 büyümenizi yüzde 0.5’er (yarımşar puan) olarak masadakilere paylaştırsanız bayram ederler. Her bir politikacı bu durumu ülkelerinde anlata anlata bitiremezler’ dedi. Babacan, Türkiye ekonomisinin büyüme performansıyla G-20 zirveleri kapsamında sürekli olarak görüşme imkanı bulduğu Avrupalı liderleri de kıskandırdığını söyledi.
 
Geçen yıl Türkiye’nin bazı ülkelere 1.3 milyar dolar nakit hibe verdiğini de hatırlatan Babacan, bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Uludağ Ekonomi Zirvesi’ndeki konuşmasında, Türkiye’nin artık donör bir ülke olduğunu vurguladı. Verilen kredilerin 1.3 milyar dolarlık miktarın dışında olduğunu dile getiren Babacan, “Krediyi bağış saymıyoruz. Ama krediyi sübvanse ediyorsak sübvanse kısmını bağış olarak yazıyoruz” dedi. Sadece, Mısır’a 2 milyar dolarlık kredi imkanı açtık. 1 milyar dolar nakit göndermiş durumdayız. Diğerini de altyapı projelerine sevk ediyoruz, Tunus’a 500 milyon, Libya’ya 200, Yemen’e 100, Kırgızistan’a 106 milyon dolar finansman imkanı sağlamış durumdayız” diye konuştu.
 
BÜYÜK PROBLEM MEKSİKA
 
Hürriyet’in manşet haberiyle gündeme getirdiği AB ile olan Gümrük Birliği anlaşmasıyla ilgili gelişmelere de değinen Babacan AB üyeliğiyle uzun vadeli stratejik hedefle, kısa vadeli ticari ilişkileri ayrı ayrı değerlendirmek gerektiğini belirtti. Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “Gümrük Birliği sistemi içindeyiz, dolayısıyla AB’nin uyguladığı tüm gümrük uygulamalarını biz aynen otomatik olarak kabul ediyoruz. Fakat biz karar verme mekanizmalarında yokuz. Bizim şikayetimiz bu. Gümrük Birliği Anlaşması’nın gereği olarak biz onların kararına uymak zorunda kalıyoruz.” Gümrük Birliği’nin alternatifinin serbest ticaret anlaşmasının olup olamayacağını bilemediğini belirten Babacan, “Bunların hepsi konuşulur. Sonuçta da ‘kazan kazan’ ilişkisini de unutmamak lazım” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi sonucu Güney Kore ile Türkiye arasında anlaşma yapıldığını, Japonya’nın ise AB ile serbest ticaret anlaşmasını yaparken Türkiye ile görüşmelere başladığını bildiren Babacan, Türkiye’nin Gümrük Birliği konusundaki büyük probleminin Meksika ile olduğunu vurguladı.
 
Ziraat ve Halk’a ‘katılım’ talimatı
 
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, Ziraat Bankası ve Halk Bankası’na en kısa zamanda birer katılım bankası kurması konusunda talimat verdiklerini söyledi. Türkiye’de 4 katılım bankası bulunduğunu, belirli dönemlerde ‘üvey evlat’ yerine konulan bu bankaların 2005-2006 yıllarında yaptıkları yasal düzenlemelerle ticari bankalarla eşit düzleme, eşit rekabet şartlarına ulaştıklarını anlatan Babacan, katılım bankalarının o dönemde pazar payları yüzde 3 civarında olduğunu, şu anda yüzde 5-6 arasında bir rakama ulaştığını bildirdi. Babacan, her iki bankaya da bu işe girin dediklerinde, mevcutların pazar payından almayacaklarını ilettiklerini belirtti.
 
Brüksel’de 26 milyon Euro’ya yeni bina
 
TÜRKİYE’nin AB üyeliğinin, siyasi bir proje ve hükümetin de stratejik bir hedefi olduğunu vurgulayan Babacan, AB Bakanlığı kurulduğunu, Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği için Brüksel’de 26 milyon Euro’ya bina satın alındığını anlatan Babacan, Orayı, 8-10 bina arasından beğendiğini ve Dışişleri Bakanlığı’nın alması için her türlü desteği verdiklerini kaydetti.  Babacan, binanın ABD Büyükelçiliği’nin karşısında, ana caddede bulunduğunu söyledi.
 
Türkiye üye olsaydı, AB daha hızlı büyürdü
 
TÜRKİYE ile ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla daha fazla işbirlikleri, ortaklıklar gerçekleştirmek için ‘Great’ kampanyasını Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde başlattı. İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg’in video konferans ile işbirliği çağrısı yaptığı  zirvenin gala yemeğinde, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdi. İngiltere’nin AB üyeliği konusunda Türkiye’nin her zaman iyi bir destekçisi olduğunu hatırlatan Şimşek şunları söyledi: “İngiltere’nin Türkiye’ye olan desteğini diğer AB üyeleri de örnek alsaydı, bugün AB farklı bir yer olurdu. Örneğin, Türkiye 2010 yılında AB üyesi olmuş olsaydı yüzde 2 değil, yüzde 2.3 büyürdü. 2011’de üye olsaydı yüzde 1.4 yerine yüzde 1.8 büyürdü. 2012’de üye olmuş olsaydı yine Türkiye’nin AB’nin büyümesine katkısı olurdu.”
 
360 derece her yöne bakmamız gerekiyor
 
SON dönemde Şangay İşbirliği Örgütü’nün diyalog ortağı olunduğuna dikkati çeken Babacan, “AB inadımız, ısrarımız devam ediyor ama 360 derece her yöne bakmamız gerekiyor. Sadece dar açıdan tek yöne değil 360 derece ufkumuzu geliştirmemiz gerekiyor. Güney Amerika’da yeni büyükelçilikler açtık. Türkiye şu anda yükselen bir bağış yapan ülke. Geçen yıl 1 milyar 300 milyon dolar dışarıya nakit hibe bağışımız oldu. Verdiğimiz krediler hariç. Krediyi sübvanse ediyorsak, sübvanse kısmını bağış yazıyoruz” dedi.
 
Nakte saygı için masaya bir bavul para dökerim
 
COCA Cola Company CEO’su Muhtar Kent, kişisel kariyer öyküsünü anlattığı ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu konuşmasında, son dönemde nakit paraya olan ilginin azaldığına dikkat çekti. Coca Cola yöneticileriyle yaptığı toplantılarda, masaya zaman zaman bir bavul para döktürdüğünü ve böylece yöneticilerin nakdi bizzat hissetmelerini sağladığını söyleyen Kent şunları anlattı: “İnsanların nakde olan saygısı azalıyor. Bana göre krizin en büyük nedenlerinden bir de insanların nakdi unutmuş, saygısının azalmış olması. Artık kimse nakit taşımıyor. Nakdin kıymetini bilin.”
 
BAŞARI İÇİN TAVSİYELER
 
İş hayatına yeni başlayanlar için tavsiyelerde bulunan Kent’in en ilgi çekici 2 tavsiyesi de ‘dikiz aynasından değil ön camdan bakın’ ve ‘yalnız yemek yemeyin’ oldu. Kent, gençlere ‘işe en alttan başlayın’, ‘çantanızı kendiniz taşıyın’, ‘soru sorun–merak edin’, ‘zamanınızı iyi yönetin’,  ‘hayal kurun’ tavsiyelerinde bulunurken şöyle konuştu: “Hiçbir zaman yalnız yemek yemeyin. Yemek öğrenmek ve iletişim kurmak için çok önemli bir fırsattır. Dikiz aynası yerine cama yani geriye değil ileriye bakın. Bir CEO olarak cesur, ekiple çalışan ve oyun kuran bir karakter sergileyin.”
Sahada olmanın önemine dikkat çeken Kent, şu anda bile piyasayı dolaşmaktan büyük zevk aldığını, her hafta gittiği yerlerde kamyonlarla gezdiğini söyledi. Kent,  “Yaptığınız ürünün kalitesi başarınızın tek şartı değil. Eskiden iyi bir reklam yapardınız, iyi bir ürün yapardınız, başarının kaynağı buydu. Ama artık müşterileriniz için bir şeyler  üreteceksiniz ve müşterileriniz sizin hakkınızda iyi şeyler düşünecek. Başarının kaynağı artık bu” diye konuştu.