Taklit ürün pazarının 1 milyar dolara ulaştığı Türkiye, adli davalar baz alındığında taklit ürün sıralamasında dünyada ikinci sırada yer alırken; sektörün çatı kuruluşlarından Tescilli Markalar Derneği (TMD) bir dizi yasal düzenleme için harekete geçiyor.
Taklit ürünlerin emniyet güçlerince re'sen takip edilmesi, cezaların artırılması ve paralel ithalata düzenleme getirilmesi konusunda gidilecek yasal düzenlemeler üzerinde çalışan dernek, söz konusu değişikliklerle uluslararası markaların Türkiye'de üretime yönelik yatırımlarını da artırmayı hedefliyor.
Adidas, Burberry, Cacharel, Diesel, DKNY, Lacoste, Levi's, Puma ve Reebok gibi 90'ın üzerinde markanın üyesi olduğu Tescilli Markalar Derneği, 350 milyar dolarlık büyüklüğüyle dünya ticaretinin yüzde 17'sine ulaşan dünya taklit pazarının, Türkiye'deki durumuyla ilgili alınacak aksiyonları açıkladı.
8 BİNE YAKIN DAVA VAR
Taklit ürünler konusunda sadece TMD üyelerinin Türkiye çapında 4 bin civarı davası bulunduğunu belirten TMD Başkanı Tahsin Özlenir, "Türkiye genelindeki toplam davalara bakıldığında ise markaların korunması kapsamında 7 bin-8 bin dava bulunuyor. Türkiye, taklit ürün dağılımında dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer alıyor" dedi ve ekledi:
"Bu durum, Türkiye'de yapılan operasyon sayısının fazlalığı ve adliyeye intikal eden davaların çokluğundan da kaynaklanıyor. Bazı gelişmiş ülkelerde taklit ürünlerle bizim kadar etkin mücadele yapılamamakta. Türkiye'de taklit ürünler operasyonlarla kayda girdiği için, birçok ülkeden kötü durumda görünüyoruz."
Taklit ürün pazarının 10 yıl önce 500 milyon dolar seviyesinde olduğu Türkiye'de, bugün gelinen 1 milyar dolarlık seviyenin aslında bir başarı olarak nitelendirilebileceğini söyleyen Özlenir, "Son yıllarda taklit ürünle mücadele konusunda Türkiye'de önemli mesafe katedildi. Son 10 yılda ekonomi ve ticaretteki büyüme göz önüne alındığında, taklit ürün pazarındaki büyümenin sınırlı kaldığı görülüyor. Ancak yine de atılması gereken önemli adımlar var" diye konuştu.
TAKLİTE 10 AY HAPİS
Mevcut durumda, taklit ürün davaları sonucunda genellikle ceza olarak 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası veriliyor. Ele geçen ürünlerin ise devlet eliyle imhası sağlanıyor. Ancak bu sürecin işlemesi için savcılığa suç duyurusunda bulunulması ve mahkemeden arama emri alınması gerekiyor. Bu işlemler ise az 2 gün sürdüğü için, taklit ürün konusundaki anlık ihbarların bir çoğu değerlendirilemiyor.
Bu aksaklığın giderilmesi için yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalıştıklarını söyleyen Özlenir, "Taklit suçunun şikayete bağlı olmaktan çıkarılması, taklit markalı ürünlerin tıpkı fikir ve sanat eserleri kanununda olduğu gibi, emniyet güçlerince re'sen takip edilebilir hale getirilmesi gerekiyor" dedi.
Derneğin amaçlarından birinin de, yabancı markaları Türkiye'de üretime yönlendirerek daha fazla yatırım yapmalarını sağlamak olduğunu ifade eden Özlenir, söz konusu düzenlemenin bu anlamda önemli bir kilometre taşı olacağını söyledi.