TÜRKİYE’nin en eski baklava markalarından Güllüoğlu’nda markanın kurucularından merhum Mustafa Güllü’nün çocukları arasındaki miras ve marka kullanım kavgası büyüyor. Mustafa Güllü’nün oğlu Nejat Güllü; Faruk Güllü ve İbrahim Güllü’nün, kardeşleri Karaköy Güllüoğlu’nun sahibi Nadir Güllü aleyhine açtıkları ‘miras davası’ ve Faruk Güllü’nün ‘Faruk Güllüoğlu’ markasının kullanım şekli nedeniyle ‘Gülloğlu markasının tüm varisleri’ tarafından açılan davaların, ‘babasının hatırasına saygısızlık’ olduğunu söyledi. Nejat Güllü şöyle konuştu:
“Rahmetli babam sağlığında ne demişse ona uymamız lazım. Şimdi Nadir’e karşı miras davası açan kardeşlerim (Faruk ve İbrahim), ‘Nadir, babamı kandırmış’ diyorlar. Böyle şey olur mu? Babam, aklı başında bir insan değil miydi? Kararını yanlış bulabilirsin ama o böyle istemişse bu iş bitmiştir. Sağlığında ben de kendisine, en büyük evladı olarak ‘bize (tüm kardeşlere) sembolik de olsa Karaköy’den hisse ver baba’ dedim ama babam, ‘oğlum başımı ağrıtmayın, sonra siz bunun için de birbirinizi üzersiniz’ dedi. Ben de ‘tamam’ baba dedim. O, bugün Güllüoğlu adında sahip olabildiğimiz her şeyi kuran ve bunlara vesile olan, ömrünün büyük bölümünde de kendi kazancıyla hayır işleri yapan bir insandı. Şimdi arkasından ‘babam bana miras bırakmadı’ diye davalar açmak yakışır mı böyle bir babanın evlatlarına.”
Nejat Güllü, ‘Güllüoğlu’ markasını kullanım hakkına sahip Gaziantep’teki ve İstanbul’daki bütün ‘Güllü’lerin, kardeşi Faruk Güllü aleyhine açtıkları ‘marka kullanım hakkına’ ilişkin dava için de; “Faruk’un ‘Faruk Güllüoğlu’ markasını kullanma şekli de yanlış. Faruk’un sanırım yağ borcu nedeniyle markası elinden gitmiş. Bu marka Şanlıurfa’da faaliyet gösteren Mahmutoğlulları’nın üzerinde görünüyor. Aile tarihimizde ilk defa böyle bir şey oldu. Faruk’un böyle bir şey yapacağı aklımızın ucundan bile geçmezdi. Babamız bugün sağ olsaydı markanın bu durumuna da çok üzülürdü.”
İki kardeşi (Faruk ve İbrahim Güllü) tarafından aleyhine ‘miras davası’ açılan Karaköy Güllüoğlu’nun sahibi Nadir Güllü ise, “Babam, Karaköy Güllüoğlu ve diğer miras konularını detaylı şekilde sağlığında kendi el yazısı ile izah eden bir vasiyetname yazdı. Her şey orada net. Biz, mahkemeye bu belgeyi sunacağız” dedi. Babasının bazı ticari faaliyetlerinden ve gayrimenkul satışlarından elde ettiği gelirlerin hayır işlerine kullanıldığını da anlatan Nadir Güllü, “Şimdi onun hayır işlerini ortaya dökmek doğru olur mu? Hisselerini de ‘benim oğlum benim hissem’ dedi ve devretti” diye konuştu.
GÜLLÜOĞLU markasının kullanım hakkına sahip 13 kişiden, merhum Mustafa Güllü’nün oğulları dışındaki isimler de ‘Güllüoğlu’ markasının aile dışına çıkmasından rahatsız. Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Mahmutoğulları Gıda İnşaat İthalat Sanayi ve Ticaret Ltd. aleyhine Faruk Güllüoğlu markası için “Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini” talebiyle dava açan Galip Kemal Güllü, Mahmut Güllü, M. Sait Güllü, M. Nadir Güllü, Ömer Güllü, H. Neşe Güllü Kantar, Mehmet Sait Güllü, Efkan Güllü, Mustafa Kadri Güllü ve Ömer Güllü özetle şu görüşü savunuyor: “Bu marka babalarımızın, amcalarımızın yıllarca emek verdiği ülkemiz için de çok değerli bir marka. Faruk Güllü’nün markanın aile dışına çıkmasına neden olan ticari faaliyetleri hem yasa dışı hem de marka imajını bozacak nitelikte. Güllüoğlu kelimesini içinde taşıyan bir markanın aile dışında olamayacağını, böyle bir markadan franchising alanların da doğacak hukuki sonuçtan zarar edebileceğini gazete ilanıyla açıkladık. Hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız.”
Faruk Güllü: Ağabeylerimin elini öpmeye hazırım
GÜLLÜOĞLU’ndaki miras ve marka kavgasının odağındaki isim Faruk Güllü, adına tescil ettirdiği Faruk Güllüoğlu markasının Şanlıurfalı Mahmutoğulları’na devri konusunda, “Tüm kullanım ve franchising hakları bende kalmak şartıyla çok sevdiğim ve zor zamanlarımda bana destek olan Ömer Mahmutoğlu’na markayı devrettim. Bunu da markamı güvenceye altına almak için yaptım. Çünkü başkaları markaya yönelik bazı girişimlerde bulunmuştu” dedi. Ağabeyi Nadir Güllü’ye karşı açtığı miras davası konusunda da “Babamızın vefatından sonra Nadir ağabeyimizden bazı konuların izahını bekledik. O, kaçındı. Biz de dava açtık” diyen Faruk Güllü, şöyle konuştu: “Keşke bu tartışmalar yerine markayı güvence altına almak ve işi büyütmek için konuşabilseydik. Ağabeylerimin elini öpmeye hazırım. Bugün ‘çözelim’ deseler, ben çözümden yanayım.”
Nadir Güllü: Ben esnaf kaldım, onlar tüccar oldu
NADİR Güllü, kendisinin iş hayatındaki tercihinin de babasından gördüğü gibi ‘ahilik geleneğine uygun bir esnaflık’ olduğunu, Karaköy’den başka hiçbir yerde şube açmadığını ve açmayacağını söyledi. Nadir Güllü şöyle konuştu: “Ben baklavacı esnaf kaldım, kardeşlerim tüccarlığı tercih etti. Ben baklavanın yanında çay ve su ikram ederim. Kola mola satmam. Onlar, baklavayla kumpir, kebap v.s. satar. Faruk; peynir, reçel ne varsa girdi. Biz ‘yapma’ dedikçe cevabı, ‘Büyük düşünüyorum, karışmayın’ oldu. Sonra da geldi ‘bana para verin yoksa ismimi satacağım’ dedi. Borcu çok olmasa onu da yapardık. Çünkü Güllüoğlu markasını bir başkasına satmak, kul hakkına girer ve ihanettir.”