Kahraman, yaptığı yazılı açıklamada, iflas ertelemenin bir iyileştirme ve şirketlerin ekonomiye kazandırılması için verilen bir hak olduğuna dikkat çekerek, bu hakkın suiistimalinin, aynı ekosistemde bulunan alacaklı şirketlerin de nakit akışını bozacağını ve piyasada domino etkisi yaratacağını söyledi. Kahraman, “Hatta bu şirketlerden devletin vergi alacaklarının tahsili de riske girecektir” dedi. İflas ertelemenin amacı dışında kullanıldığına dair kaygıların ciddi seviyelere ulaştığını söyleyen Kahraman, Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) konu ile ilgili olarak; “iflas ertelemede yeterli inceleme yapılmadan ve başvurudan sonraki 1 gün içinde karar alındığı” eleştirilerinde bulunduğuna dikkat çekti.
“İflas erteleme kurumunun kötüye kullanımının çeşitli çevrelerde, piyasada topyekûn krize yol açabileceği eleştirileri gelmektedir.
Zira artan iflas erteleme başvuruları gereği gibi yönetilmediği takdirde durumu iyi şirketlerin de nakit akışını bozarak piyasada bir domino etkisi yaratması kaçınılmaz olacaktır.”
İflas ertelemenin yalnızca borçlunun menfaatlerini korumak için var olan bir kurum olmadığını söyleyen Kahraman, şunları söyledi:
“Ticari işletmenin münferit malvarlıklarının bağımsız bir biçimde ve bu sebeple düşük bedelle satılması ilgili ticari işletmenin olduğu kadar alacaklıların da zararınadır. Fakat yalnızca borca batıklığın tespiti ile yetinilerek iflasın ertelenmesine karar verilmesi halinde bu alacaklıların aleyhine dönmektedir.
Bu durumun sebeplerinden biri olarak sürece dahil olan ve karar verecek mahkemeye süreçte kılavuzluk etmesi gereken bilirkişi ve kayyumların yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmaması, işletmenin faaliyet gösterdiği piyasayı tanımaması gösterilebilir. Gerçekten de uygulamada mahkemelerin çok hızlı iflas erteleme kararı verdiği gözlemlenmektedir. Şirketi yalnızca mali olarak değerlendiren bilirkişiler borca batıklığın tespitini iflas erteleme kararı verilmesi için yeterli görebilmektedir. Halbuki iflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için ayrıca gerçekleştirilebilir bir iyileştirme planının mevcudiyeti aranmalıdır.”