Merkez Bankası, dün iki yıl aradan sonra dolara doğrudan müdahalede bulundu. Neredeyse tüm gün süren müdahaleye rağmen dolar akşam saatlerinde 2.30 TL’yi aşarak tarihi zirvesini yeniledi. Piyasada, Merkez’in yaptığı müdahalenin 3-4 milyar dolar arasında olduğu ifade edildi. Kesin rakamı ise 15 gün sonra Merkez Bankası açıklayacak.
Sabah saatlerinde doların 2.2980 TL, euro’nun ise 3.1322 TL ile tarihi zirveyi test etmesi üzerine Merkez Bankası’ndan doğrudan müdahale geldi. Kur 2.27 TL’ye kadar geriledi.
Öğleden sonra ise Merkez Bankası, günlük minimum 100 milyon dolar olacağını ilan ettiği döviz satım ihalesini 200 milyon dolar olarak açmasıyla kur tekrar 2.28 TL’ye yükseldi. Bunun üzerine Merkez Bankası, saat 17.00 gibi tekrar doğrudan müdahaleye başladı. Ancak, dolar 2.3030 TL ile tarihi zirvesini yeniledi.
Rezervler gündeme geldi
Doğrudan müdahale sonrasında Merkez Bankası’nın doların 2.30 TL’yi aşmasını istemediği yorumları yapılırken, doların bu seviyeyi aşması sonrasında önümüzdeki günlerdeki hamleleri merak ediliyor. Merkez Bankası’nın bir kaç gün daha doğrudan müdahalelere devam edebileceğine dikkat çeken analistler, döviz rezervlerine dikkat çekti.
Merkez Bankası’nın toplam rezervi 17 Ocak itibariyle 126.1 milyar dolar. Brüt döviz rezervi ise 106.9 milyar dolar. Reuters’ta yer alan bilgilere göre, Merkez Bankası’nın müdahalelerde kullanabildiği net döviz pozisyonu ise bankacıların hesaplamalarına göre 37 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.
Bankacılar, bu tutarın şimdilik yeterli olmakla birlikte düşük faiz politikası ve döviz müdahalelerinin sürmesi durumunda sürdürülemez olduğuna dikkat çekiyor.
‘Faizleri artırmalı’
Analistlere göre, kurun düşmesi için Merkez Bankası agresif olarak faiz koridorunun yüzde 7.75’te bulunan üst bandını yukarı çekmeli.
Doğrudan müdahalelerin kuru düşürmeye yetmediğine dikkat çeken analistler, Merkez Bankası 21 Ocak’ta toplantısında ek parasal sıkılaştırmayı (EPS) uygun gördüğü günlerde bankalararası piyasadaki faizlerin yüzde 7.75 yerine yüzde 9 civarında oluşmasını sağlayacağını açıkladı. Bunu ilk etapta 27 ve 30 Ocak’ta uygulayacak. Ancak, bu açıklama piyasanın sakinleşmesine yetmedi. Piyasa Merkez’den daha sert adımlar bekliyor.
BRÜT DÖVİZ REZERVİ 106.9 MİLYAR $
Merkez Bankas verilerine göre, 10 Ocak’ta 109.71 milyar dolar olan brüt döviz rezervi 17 Ocak itibarıyla 106.88 milyar dolara geriledi.
‘Fiyat oluşumları sağlıksız’
Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, “Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir” denildi. Merkez Bankası, en son 2011 yılının son işlem günü ve 2012’nin ilk günlerinde kura doğrudan müdahalede bulunmuş ve toplam dört iş gününde yaklaşık 3 milyar dolarlık satış gerçekleştirmişti.
BIST’in kaybı yüzde 2.88
Merkez Bankası’nın doğrudan müdahalesinin kurdaki ateşi söndürmeye yetmemesinin etkisiyle BIST endeksinin kaybı yüzde 2.88’i buldu. Endeks 65.429 puandan kapandı.
Faiz 2 yılın zirvesinde
Tahvil-bono piyasasında gösterge tahvilin faizi 2 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 10.65’i gördü. Analistlere göre, tahvil piyasasında likidite kaynaklı satışlar nedeniyle faizler yükseldi.
Önümüzdeki dönemde kısa vadeli faiz oranlarında bir miktar daha yükseliş bekleniyor.
Öte yandan, Türkiye’nin 5 yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti 256 baz puanla 1.5 yılın en yüksek seviyesini gördü.
‘Dolar 2.37 TL’yi görebilir’
Burak Demirpehlivan / Saxo Capital Uluslararası Piyasalar Uzmanı
“Merkez Bankası’nın müdahalesi kurun enflasyon üzerinde oluşturacağı etkiye Merkez’in artık kayıtsız kalamadığını düşündürüyor. Bu ortamda, zaten Merkez’den net bir faiz artışı beklentisi olmasına rağmen ek sıkılaştırma günlerinde yüzde 9’luk uygulama ile hareket etmeyi tercih etmesinin kurda net bir rahatlama yaratmadığını izlemiştik.
Piyasada özellikle gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı oluşan algı değişmiş değil. FED’in varlık alımlarını azaltıyor olması ve yükselen faizler, dolar/TL için de geri çekilmelerin sınırlı kalacağını düşündüren temel nedenlerden. Bu noktada Merkez Bankası’nın uygulamasının piyasada bulacağı yankı takip edilen 2.3725 seviyelerine kadar sürebilecek bir yükselişi sorgulatırken, aşağıda 2.20 ve 2.18 bölgelerinin destek olarak kabul edilebileceği bir senaryoyu akıllara getirmekte.
Bu aşamadan itibaren seyrin geleceğini kestirmek zor olsa da küresel piyasadaki temel gelişmeler tarafında bir değişim olmaması dolara karşı olan talebin süreceğini düşündürüyor.”
‘Kurda istikrar sağlanmalı’
Banu Kıvcı Tokalı / Halk Yatırım Başekonomist
“Dışarıda gelişen ülkelere yönelik parasal sıkılaşma baskılarının arttığı, içeride de enflasyon ve iç politik görünümle ilgili belirsizliklerin arttığı mevcut konjontürde Merkez’in doğrudan müdahaleleri sonrasında kurda kalıcı bir değer kazancının olasılığını düşük görüyoruz. Enflasyon görünümüyle ilgili olarak, kur ve ÖTV zamlarının etkisine ek olarak, olumsuz mevsim koşullarının gıda fiyatları üzerindeki olası yukarı yönlü baskılar da riskleri artırıyor.
Özellikle bu aya ait enflasyon tahminlerimiz, işlenmemiş gıda fiyatlarında yukarı yönlü düzeltmeye işaret ediyor. Sonuç olarak, kur istikrarının kalıcı olarak tekrar sağlanması için TCMB’nin, faiz göstergelerini de içerecek şekilde, para politikasını sadeştirici ve öngörülebilirliği artırıcı adımları atması gerektiği düşüncemizi koruyoruz.”
‘FAİZDE SERT ÖNLEM ALINMALI’
Yeliz Karabulut / ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü
“Merkez Bankası’nın dolara doğrudan müdahalesi artık bankanın psikolojik sınırlara ulaştığını gösteriyor. Yani bu 2.30 üzerinde bir kur kabul edilemez olarak yorumlanabilir. Fakat, Merkez Bankası’nın faizlerde net ve anlaşılır olmaması ile siyasi gerginliğin hâlâ devam ediyor olması bu ateşin devam edebileceğini düşündürüyor. Piyasada Merkez’in 4 milyar dolarlık satış yaptığı konuşuluyor. Merkez müdahale ettikçe kur yukarı tepki verdi. Faiz cephesinde sert önlemler alınmalı ki kurdaki ateş sönsün. Merkez Bankası’nın artık sert ve anlaşılır olması gerekiyor. Eğer psikolojik sınır olan 2.30 seviyesi aşılırsa 2.47 ve 2.50 seviyeleri gündeme gelebilir.”