Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın NTV canlı yayınında konuştu. Aydın borç yapılandırmaların ihtiyaç durumunda devam edeceğini söylerken yeni bir yapılandırma kanunu için çalışma yapıldığını söyledi. İşte Aydın’ın açıklamalarından satır başları: Türkiye’de en son gündeme getirilen tanınmış şirketlerin yapılandırmaları bankalar tarafından ticari mantık içinde yapılıyor, yapılmaya da devam edecek.
Birden fazla bankanın bir firmayı yeniden refinanse etmesi gerektiğinde kurumsal duruş ve disiplin gerekiyor; istanbul yaklaşımıyla bir dönem yapmıştık, disiplin getirecek düzenlemeye kimse itiraz etmez Yapılandırmaların hukuki çerçevesi için çalışma yapıyoruz. Biraz önce söylediğim bankacılık sistemleri ile olan ilişkisinin sadece yüzde 30’unu yapılandıran firmanın üçüncü gruba yakın olduğunu iddia etmek çok doğru bir karar değildir. Birinci grup yani canlı kredilerde nakit akışına yönelik bir düzenlemenin ikinci grubu mecbur etmemesi kanaatindeyim. İnsanlar içinde bu böyle. Bunları yapabildiğimiz sürece algıyı düzeltmiş oluruz.
Yani bizde hiç kimse evin anahtarını masanın üzerine atarak gitmez. Onlarla ilişkin gerekli teminat düzeneklerini de kuruyoruz. Bazı bankalarımız bazı alacaklarını satıyorlar. Benim genel müdürlük yaptığım bankalarda (Şu an Ziraat Bankası) ben hiç satmadım. Peki ne oldu? 4-4 buçuk yıllık bir sürede yüzde 75-80’lik bölümünü geri alabildiğimizi gördüm. Bizim bu tarz departmanlarımız var.
Orada yapılandırarak da tahsil edebiliyoruz. Donuk alacak bile aslında bankalar için gizli bir sermayedir. Şimdi bizim için sürdürülebilir büyüme çok önemli. Türkiye belli eşikleri aştı. Bunların devam ettirilmesi lazım. Ülkenin büyümesinden bağımsız bir politika uygulayamayız. Mevduat tarafında da çok olumlu gelişmeler var. Mevduatla kredi arasındaki boşluk daraldı. Hatırlarsanız yıllar itibariyle vadeleri bir uzatıyoruz bir kısaltıyoruz. Büyüme çok tartışılıyor. Ekonominin kırılganlıklarını anlatıyoruz, cari açık diyoruz. Bunlarla ilişkin çok iyi ilişkimiz var. Bu konudaki çalışmayı yapan birimler görüşlerimizi bize sordular. Biz de belirttik.
Bu tarz düzenlemelerde ülkenin bilançosuna daha çok bakmak lazım. Bankacılık sistemini negatif etkileyecek bir azalma asla olmaz. Diğer tarafta ülkenin makro ekonomik verilerine olumlu katkısı olur. Biz de onun arkasında dururuz. Yeniden yapılandırmayı kimse teşvik etmiyor. Ama bu bir zorunluluksa bunu yapacağız. Yapmamamız gereken bir şeyi de yapmamamız gerekiyor.
İki rüzgar esmedi diye barajları kaldıracak halimiz yok. Bugün Türk bankacılık sisteminin durumu iyidir. Bu ülkeden aldıklarımızı yine bu ülke için kullanmalıyız. İmar barışına katkıda bulunmak istedik. Üçlü bir yapı kurduk. Bizim yaptığımız tahsilat 1 miyar 200 milyondu. Bu ürünler bizde olduğu gibi sektörün diğer oyuncularında da var.