İki sezondur Puhu TV’de yayımlanan, “Duru” karakteriyle izleyici karşısına çıktığınız “Fi” dizisi final yaptı. Bundan sonra neler olacak hayatınızda?
Duru’yu çok özleyeceğim... Şimdi yeniden bir karaktere aşık oluncaya kadar hayatımda bir boşluk var ve bu çok güzel bir şey. Bir tatili hak ettim sanırım, birkaç ay buralarda olmamayı planlıyorum. Yaz için senaryosu yazım aşamasında olan bir film var ama henüz net değil. Bu süre zarfında Kamboçya, Vietnam ve Meksika gibi hiç görmediğim yerlere gitmek, yeni keşifler yapmak istiyorum.
Oyunculuk hayatınızı mı değiştirdi?
Aslında tesadüf oldu. İçten içe görsel bir şeyler yapmak istiyordum ama bunun ne olduğunu bilmiyordum. Antalya’da bir film çekildiğini öğrendim, bir şekilde aranılan role uygun görüldüm ve kendimi o sete atar atmaz bu meslekten başka bir şey yapamayacağımı anladım. Tutkumu bulmuştum.Kerem telaşımı azalttı.
Setten sonra neler oldu?
İstanbul’a davet ettiler. Antalya-İstanbul arası mekik dokumam gerekiyordu. Ben tüm bu gidip gelmeleri, 15 yaşımda tek başıma yapıyordum. Sonunda bu meslekte bir geleceğim olabileceğine ben de onlar da ikna olduğunda kararımı vermiştim. Annemle birlikte her şeyi Antalya’da bırakıp, bir hafta içinde yepyeni bir hayat kurmak üzere İstanbul’a taşındık.
Peki, aşk sizin için ne ifade ediyor?
Aşk her anlamda insanı güzelleştiren, daha iyi bir insan olmak için bir sürü sebep veren bir duygu. Bir birliktelikte birbirine ilham vermek, birbirini yüceltebilmek ve birlikte yükselebilmek çok önemli....
"Ben bu konuda çok şanslıyım. Biz Kerem’le (Bürsin) bu kadar zor bir sektörde bunu çok iyi becerebildik. Her ilişki kişiyi değiştirir, ben de mutlaka Kerem’le değişmişimdir. Öncelikle bana bir kadın olarak kendimi çok değerli hissettirdi. Bunun için ona teşekkür ederim. Önceliklerimin farkına varmama sebep oldu, telaşımı, paniğimi azalttı."
Antalya-İstanbul arasında zor günler yaşayıp ama annenizin her seferinde sizi cesaretlendirmiş. Sizi en çok yıldıran neydi?
İki kadın hiç bilmediğimiz bir şehirde sıfırdan var olmaya çalıştık. Uzun bir zaman işler yolunda gitmedi ve İstanbul’da yaşamak hiç kolay değildi. Başlarda benim de ayakları yere basan bir kariyerim yoktu ve İstanbul’da kalıp kalamayacağımızı bilmiyorduk. Umutsuzluğa kapıldığımız, kendimizi çaresiz hissettiğimiz zamanlar oldu. Ben sabrettim, bir gün her şeyin benim için çok iyi olacağını biliyordum.
Şu anda bulunduğunuz yerde olmanızı çalışkanlığa ve şansa borçlusunuz...
Hayatımda karşıma çıkan tüm zorluklara borçluyum. Birileri ya da bir şeyler iyi ki beni zorlamış ve bugün bu insan olabilmişim. Ben hırslı değilim ama tutkulu bir insanım.
Şöhretle aranız nasıl?
Aslında işin şöhret kısmıyla ilgilenmedim ama belli bir yere ulaşınca şöhret olmanın tüm zorlukları da beraberinde geliyor. Baskı ve sıkışmışlık hissi yarattığı kesin. Kimse halden anlamıyor. Kimse olduğun gibi olmanın önemini kavrayamıyor. Hep birileriyle rekabet ve kıyaslanma içindesin, tercih etsen de etmesen de. Toplumda bireyler arası saygı bu şekilde gelişebilir. Bense daha korunaklı, daha kendi içimde yaşamaya çalışıyorum.
