Özellikle ağırlıkları 138 kilogramı bulan ve tek seferde 9 kilo yün alınan koyunlar büyük dikkat çekiyor.
Avustralya'daki panayırlarda neredeyse insan boyunda olan inekler ve koyunlar, özel bir şekilde besleniyor.
Özellikle yılda bir defa kırkılan ve tek seferde 9 kilo yün alınan dev koyunları görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Avustralya'da uzun yıllardan beri koyun yetiştiriciliği yapan ve panayırlara katılan Jane Carter, birincilik ve ikincilik ödülünü alan koçları hakkında konuştu.
138 kiloyu aşan kilolara sahip ve Corriedale isimli bir cinse ait olan koçları yetiştirmenin incelikleri hakkında bilgi veren Carter, hayvanları yetiştirirken et ve yün dengesini korumanın önemini vurguladı. Carter şöyle devam etti:
"Bunlar harika bir cins olan Corriedal Koçu. Hem yün veriyorlar hem de eti için yetiştiriliyor. Yani iki çeşit ürün veriyorlar. Bunlar çok özel hayvanlar ve yetiştirmesi de bir hayli zor. Uygun hayvanları bulmak için çok dikkatli bir seçim yapmanız lazım. Bazen yünü fazla verir, eti az olur. Bazen de eti çok olur ama, yünü azdır. Bunların ikisini de dengelemek çok önemli."
Carter ayrıca, yünü ve eti için beslenen bu koçların bir tanesinden "yıllık 9 kilo çok kaliteli yün" elde ettiklerini söyledi.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI İLE ÜLKEDE YÜN ENDÜSTRİSİ BAŞLADI
Avustralya'daki yün endüstrisi hakkında araştırma yaptıklarının altını çizen Jane Carter, Birinci Dünya Savaşı ile ülkedeki yün endüstrisi arasında büyük bağlantı olduğunu gördüklerini aktardı.
Savaştan önce de üretimin olduğuna değinen Carter; ancak tüm ürünlerin yün elbise yapılmak üzere İngiltere'ye gittiğini anlattı:
"Yünümüz çoktu; ancak hepsi İngiltere'ye gidiyordu. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla yünün bir kısmını burada Avustralya'da işlemeye başladık ve yün endüstrisi doğdu. Daha sonra bu endüstri Avustralya'nın sahip olduğu en iyi sektörlerden birisi oldu."
Şimdilerde ise Çin'den gelen ürünlerin ülkedeki yün endüstrisini olumsuz etkilediğinden dem vuran Carter, "Bugünlerde yün endüstrisi, Çin ürünleri nedeniyle yeniden dibe vurdu." dedi.
