Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi (67) mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Mısır devlet televizyonunun haberine göre, Mursi mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdi. Yerel basında yer alan haberlerde de Mursi'nin duruşma esnasında hakimden söz alarak konuştuğu belirtildi. Duruşmanın sona ermesinin ardından mahkeme salonunda bayılan Mursi, yaşamını yitirdi.
Mısır yönetimine yakın El-Yevm es-Sabi gazetesi Mursi'nin naaşının gerekli işlemler için hastaneye sevk edildiğini aktardı.
Muhammed Mursi'nin küçük oğlu Abdullah Mursi ise babasının şeker hastalığının ilerlediğini ve sol gözündeki görme sorunları nedeniyle de özel bir hastaneye nakledilip ameliyat edilmesi gerektiğini belirtmişti.
MISIR'DA ALARM DURUMU İLAN EDİLDİ
Mısır İçişleri Bakanlığı, Muhammed Mursi'nin vefatının ardından ülkede alarm durumu ilan etti. Öte yandan Muhammed Mursi'nin naaşının aile kabristanına defnedilmesi yönündeki talep Mısır makamlarınca reddedildi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN MURSİ AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mursi'nin ölümüyle ilgili, "Mahkeme salonunda cereyan etmiş öncelikle Mursi kardeşimize şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı.
MURSİ, SAĞLIK DURUMUNUN İYİ OLMADIĞINI SÖYLEMİŞTİ
Mahkeme salonunda hayatını kaybeden Mursi, iki yıl önce sağlık durumunun iyi olmadığını belirtmiş ancak bu uyarı mahkeme tarafından dikkate alınmamıştı.
Kahire Ceza Mahkemesinde, "yargıya hakaret" suçlamasıyla 6 Mayıs 2017'de hakim karşısına çıkarılan Mursi, yaklaşık dört yıl boyunca görüşmediği ailesi ve savunma heyeti ile görüşme talep etmiş, ayrıca "hayatını tehdit eden bazı durumlar" olduğunu belirterek, bu meseleyi avukatı ile görüşmek istediğini dile getirmişti.
Mursi'nin oğlu Abdullah, o dönem mahkemeden sonra yayımladığı açıklamada, "hukuksuz yargılama" sırasında babasının, hayatını tehdit eden bazı durumlardan şikayet ettiğine dikkat çekmesine rağmen mahkeme tarafından dikkate alınmadığını belirterek, 3 Temmuz 2013'ten bu yana alıkonulan babasının hayatından Mısır yönetiminin sorumlu olduğunu vurgulamıştı.
Öte yandan Mursi’nin ailesi, bu yıl ramazan münasebetiyle yaptığı yazılı açıklamada, Mursi’nin hukuksuz şekilde, tek başına bir hücrede tutulmasından şikayet etmiş ve sağlık durumu hakkında bilgileri olmadığına dikkati çekmişti.
Ailesi, Mursi'ye yapılanların Mısır'da ve tüm dünyada hukuka aykırı olduğun ifade edilmişti.
MURSİ'NİN KALP KRİZİ SONUCU ÖLDÜĞÜ İLERİ SÜRÜLDÜ
Mısır devlet televizyonunda, "Muhammed Mursi'nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı" iddia edildi.
Mısır Başsavcılığı daha önce yaptığı açıklamada, Mursi'nin hastaneye getirildiğinde vefat etmiş olduğu, vücudunda belirgin herhangi bir yaralanma olmadığını bildirmişti.
"HASTANEYE GETİRİLDİĞİNDE ÖLMÜŞTÜ"
Mısır Başsavcılığınca, ülkenin demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin hastaneye getirildiğinde ölmüş olduğu ve vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaralanma olmadığı belirtildi.
Mahkeme sırasında diğer sanıkların savunmalarının bitiminde Mursi'nin konuşmak için izin istediği ve kendisine izin verildiğini aktaran Mısır Başsavcısı Nebil Sadık, Mursi'nin 5 dakikalık konuşmasının ardından duruşmanın sona erdiğini ifade etti.
Açıklamada, diğer sanıklarla mahkeme salonundaki sanık kafesinde bulunduğu sırada bayılarak yere düşen Mursi'nin derhal hastaneye kaldırıldığı ve vefat ettiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Başsavcı Sadık, hazırlanan ilk tıbbi raporda, "Muhammed Mursi'nin soluk alıp vermediği anlaşıldı. Tansiyon ve nabız alınamadı. Göz bebekleri geniş, ışığa ve dış etkilere duyarsızdı. Hastaneye yerel saatle 16.50'de ölü olarak geldi. Ölenin vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaralanma olmadığı görüldü." ifadelerinin yer aldığını belirtti.
Sadık, savcılık üyelerinden bir ekibe, Mursi'nin naaşının incelenmesi ve salondaki kameraların saklı tutulması yönünde talimat verdi.
Başsavcılık ayrıca Mursi'nin tedavisine ilişkin tıbbi dosyanın saklı tutulması ve defin işlemlerine hazırlık adına ölüm sebebine ilişkin otopsi raporunun hazırlanması için özel bir heyet oluşturulmasına karar verdi.
BAŞSAVCILIK MURSİ'NİN DEFİNİNE İZİN VERDİ
Mısır Başsavcılığının ülkenin demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin defni için izin verdi. Mısır yerel medyasında yer alan haberlere göre, Mısır Başsavcılığı, adli tıptaki incelemenin ardından Mursi'nin defni için izni çıkardı.
İHVAN'DAN "MURSİ KASTEN ÖLDÜRÜLDÜ" İDDİASI
Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan),Mursi'nin kasten öldürüldüğünü ileri sürdü. İhvan tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Mursi kasten öldürülmüştür" ifadesine yer verildi. Açıklamada, Mursi'nin ölümü ile ilgili uluslararası bir araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulunuldu.
Muhammed Mursi'nin Mısır halkının haklarını mahkeme savunduğu ve şehit olduğu ifade edilen açıklamada, "Mursi çok ağır şartlarda hücre hapsine tutularak, tedavi hakkı gibi en sıradan haklardan dahi mahrum edilerek ölüme terk edildi. Ölümünden Mısır yönetimi sorumludur." ifadelerine yer verildi.
İhvan, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer insan hakları kuruluşlarını göreve çağırarak, Mısır'daki hapishanelerde uygulanan tıbbi ihmal yoluyla yavaş ölümlere son verilmesi için Mısır rejimine baskı yapılmasını istedi.
İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ'NDEN ÇAĞRI
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW),Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine, Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine ilişkin Mısırlı makamların soruşturulması çağrısı yaptı. HRW'den yapılan açıklamada, "Bir sonraki oturumu 24 Haziran'da gerçekleştirilecek BM İnsan Hakları Konseyi, Mısır'da yaygın kötü muamele ve Mursi'nin de ölümünü içeren büyük çaptaki insan hakları ihlallerine ilişkin bir soruşturma açmalıdır." ifadesine yer verildi.
MAHKEME, VEFATIN ARDINDAN DURUŞMAYI ERTELEDİ
Kahire Ceza Mahkemesi, Mursi'nin duruşmasını, vefatının ardından bir gün sonra yapma kararı aldı.
Alınan bilgiye göre, Kahire'nin güneyindeki Tura cezaevinde kurulan mahkeme salonunda görülen dava sırasında Mursi'nin vefatının ardından Yargıç Muhammed Şirin Fehmi, duruşmanın bir gün sonra yapılmasına karar verdi.
Mursi, vefat ettiği duruşmada mahkemeden söz istemiş ancak konuşma imkanı bulamamıştı. Duruşma salonunda baygınlık geçiren Mursi sedyeyle taşınarak hastaneye kaldırılmıştı. Daha sonra Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, Mursi'nin hastaneye geldiğinde vefat etmiş olduğu bilgisi paylaşılmıştı. Muhammed Mursi ve 23 kişi "Hamas lehine casusluk yaptıkları" iddiasıyla yargılanıyordu.
TAZİYE MESAJLARI
Muhammed Mursi'nin, mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine ilişkin Arap dünyasındaki farklı ülkelerden taziye mesajları geldi.
Ürdün'ün eski Kraliçesi Nur el-Hüseyin, resmi sosyal medya hesabı üzerinden, "Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk ve tek cumhurbaşkanı Mursi, nur içinde yat" şeklinde açıklamada bulundu.
Kuveyt Meclisi Başkan Yardımcısı Muhammed ed-Dellal da sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Meşru bir şekilde demokratik yollarla seçilen Mısır'ın ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye Allah gani gani rahmet eylesin. Allah katında onun hak üzere ve sabır içinde vefat ettiğine inanıyoruz. Cenab-ı Allah'tan onu kullarının yanında cennetine kabul etmesini, ailesinin ve sevdiklerinin ecrini artırmasını niyaz ederiz." ifadelerine yer verdi.
Libya'daki Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Mursi'nin ölümünün, "yıllar süren bir suikast operasyonu" olduğunu belirterek, "Suikast, meşru yönetime darbeyle başladı sonra tecrit hücresi ve son olarak da tedavi dahil en temel hakların mahrumiyetiyle sonlandı. Mursi, bu dünyanın adaletinden, yer yüzü ve göklerin adaletine intikal etti." ifadelerini kullandı.
TUNUS ESKİ CUMHURBAŞKANI GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Bununla birlikte, Tunus'un eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki, Muhammed Mursi'nin "bugün tarihe en geniş kapılardan geçerek girdiğini" belirterek ölümünün kararlı iradesini ve düşmanlarının onursuzluğunu ortaya koyduğunu söyledi. Merzuki, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Mursi'ye karşı gerçekleştirilen darbe karşıtlarının toplandığı Rabia Meydanı'na atıfta bulunarak, "Eğer ki şehit cumhurbaşkanını öldürenler mutlak adaletin huzuruna çıkacakları konusunda şüphe ediyorlarsa bilsinler ki onların randevusu Rabia'da tescillendi." ifadelerini kullandı. Merzuki ayrıca Mursi'nin vefatına ilişkin katıldığı El-Cezire televizyonunda, "Bunca yıldır yaşadığı acıları düşündükçe elimizden gelenin fazlasını yapamadığımız için üzgünüz. Allah onu ve bizleri affetsin." sözlerini sarfederken göz yaşlarını tutamadı.
Libya Başkanlık Konseyi Üyesi Muhammed Ammari, yayınladığı mesajında başsağlığı dileyerek, "şehit Mursi'nin hayatının onu hapsedenlerden daha uzun olacağını" paylaştı.
"TIBBİ İHMAL SONUCUNDA YAVAŞ ÖLÜME MARUZ KALDI"
Fas eski Başbakanı Abdulilah Bankiran da yayınladığı mesajında Mursi'nin ailesine başsağlığı diledi. Bununla birlikte Fas’ta İslami hareket liderleri Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefatı üzerine taziye mesajları yayınladı. Fas’taki büyük İslami hareketlerden biri Adalet ve İhsan Hareketince yapılan açıklamada, "Mursi’nin gıda ve tıbbi ihmal sonucunda sistematik olarak yavaş ölüme maruz bırakıldığı" kaydedildi. Fas hükümetindeki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tebliğ ve davet kanadı "Tevhid ve Islah Hareketi" eski Başkanı Muhammed Hamdavi ise "Mursi’nin zulme karşı büyük bir sabır gösterdiğini, Allah’ın iyilik yapanların mükafatlarını zayi etmeyeceğine" ilişkin paylaşımda bulundu.
Cezayir'deki en büyük İslami eğilimli parti olan Barış Toplumu Hareketi lideri Abdurrezzak Mukri, Mursi'nin ailesine taziye dileklerini iletti. Mukri, yayımladığı taziye mesajında, "Meşru Cumhurbaşkanı Mursi'nin ailesi, Hürriyet ve Adalet Partisi'ndeki kardeşleri, Mısır halkına başsağlığı diliyoruz. Mısır'ın mazlum ve meşru cumhurbaşkanına Allah'tan rahmet diliyoruz." ifadelerini kullandı.
Yine Gazze’deki Filistinli alimlerden de Mursi’nin vefatına ilişkin taziyeler ve açıklamalar yapıldı. Gazze’deki Filistinli Alimler Birliği'nin açıklamasında “Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefatı dolayısıyla İslam ve Arap dünyası, Filistin halkı, kardeş Mısır halkının başı sağ olsun” ifadeleri yer aldı.
"MURSİ ONURLU YAŞADI, ŞEHİT OLDU"
Ürdün'deki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin "ilkelerinden sapmadan, hakka bağlı kalarak şehit olduğunu" paylaştı. Muhammed Mursi'nin ülkesi, halkı ve hakkını savunurken hayatını kaybettiği kaydedilen açıklamada, "Mursi onurlu yaşadı, şehit öldü" ifadeleri kullanıldı. Ürdün İhvan'ı da Mursi'nin ölümünden Mısır yönetiminin sorumluğu olduğunu belirtti.
MURSİ İÇİN GIYABİ CENAZE NAMAZI
Muhammed Mursi için Beşiktaş'ta bulunan Mısır Başkonsolosluğu önünde gıyabi cenaze namazı kılındı. Anadolu Gençlik Derneği, Beşiktaş'ta bulunan Mısır Konsolosluğu önünde Mursi'nin gıyabında cenaze namazı kıldı. Kılınan gıyabi cenaze namazının ardından İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu ile birlikte dualar edildi. Kılınan namazın ardından "Firavun Sisi hesap verecek" şeklinde sloganlar atan grup olaysız bir şekilde dağıldı.
SABAHA KARŞI DEFNEDİLDİ
Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin cenazesi, Kahire'de yoğun güvenlik önlemleri altında yerel saatle 05.00'te Kahire'de defnedildi. Alınan bilgiye göre, Muhammed Mursi'nin defni sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Mursi'nin cenazesi, Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi. Yerel saatle 05.00'te gerçekleştirilen define, Mursi'nin ailesi ve avukatlarının dışında kimse katılmadı.
MUHAMMED MURSİ KİMDİR?
Muhammed Mursi, 8 Ağustos 1951 tarihinde, Mısır'ın kuzeyindeki Şarkiye iline bağlı Eladva köyünde doğdu. Beş kardeşin en büyüğü olan Muhammed Mursi ilk eğitimini orada aldı. Babası çiftçi annesi ise ev hanımıydı. Mühendislik lisansını Kahire Üniversitesi'nde aldı (1975 ve 1978). Mühendislik doktorasını Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde tamamladı (1982). Northridge Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nde yardımcı doçent oldu (1982-1985). Ardından eğitim vermek için Mısır'daki Zagazig Üniversitesi'ne geldi.
İdeolojik bakımdan yakın olduğu Müslüman Kardeşler hareketi içerisinde siyasete atıldı. Mursi 2000 ve 2005 yılları arasında milletvekili oldu. Müslüman Kardeşler'in yasal olarak seçime katılmaları mümkün olmadığından parlamentoya bağımsız siyasetçi olarak girdi. Tam 5 yıl Mısır Halk Meclisi üyeliği yaptı. 2011 Mısır Devrimi'ne muhalif bir lider olarak destek verdi ve 30 Nisan 2011 tarihinde Müslüman Kardeşler'in kurduğu, Özgürlük ve Adalet Partisi'nin başkanı seçildi.
2012 Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri'nde Müslüman Kardeşler'in aday gösterdiği Hayrat Şatır'ın adaylığı düşünce, yerine Muhammed Mursi seçildi. Yoğun seçim kampanyası yürüttü. İlk turda %25.5 oy aldı ve ikinci tura girmeye hak kazandı. İkinci turda da %51.73 oy alarak, 5. cumhurbaşkanı oldu.
2012–13 Mısır protestoları adıyla bilinen, 3 Temmuz 2013 tarihinde yapılan büyük gösteriler sonucu Mısır ordusu askeri bir müdahale ile yönetime el koydu. Mursi ise darbeyi kabul etmediğini açıkladı ve yandaşlarına direnmelerini söyledi. Muhammed Mursi'nin gözaltına alındığı, ev hapsinde tutulacağı bildirildi.
16 Mayıs 2015 günü mahkeme tarafından idam cezasına çarptırıldı. 16 Haziran 2015 günü hakkında açılan "casusluk" davasından müebbet hapse mahkum olurken, "cezaevi baskınları" davasında ise mahkeme idam kararını onadı.
MURSİ'NİN DARBE ÖNCESİ YAPTIĞI AÇIKLAMA HAFIZALARA KAZINMIŞTI
Temmuz 2013'te askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Mursi, bilinmeyen bir yere götürülmeden önce Mısır halkına seslenerek, akıllara kazınan tarihi konuşmasını yapmıştı.
Mursi, konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Sizleri, çocuklarımızı, bizden sonra gelecek evlatlarımızı korumak istiyorum. Kızlarımızı, geleceğimizin annelerini korumak istiyorum. Onlar çocuklarına sizin babalarınız ve ecdadınız erkektiler, haksızlık ve bozuk görüşler karşısında asla boyun eğmediler, vatanlarından, haklarından ve dinlerinden en ufak taviz vermediler, diyecekler.
Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben hazırım. Vatan uğruna canımı kolayca veririm. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın tuzaklara düşmeyin."
Muhammed Mursi ayetlerle dua ederek konuşmasını tamamlamış, "Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi eğritme, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu en bol olan yalnız sensin. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler." demişti.