info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
35.0619
Dolar Satış
:
35.1251
Euro Alış
:
36.4162
Euro Satış
:
36.4818
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Çernobil`in Hayvanlarına Ne Oldu?

1986 yılında yaşanan Çernobil nükleer faciasından sonra bölge kaderine terk edildi. Felaketin ardından 120 binin üzerinde insan Avrupa’nın çeşitli yerlerine göç etti, fakat çoğu giderken evcil hayvanlarını yanında götürmedi.

30 yıldır insanların ayak basmadığı Ukrayna’nın hayalet şehrine artık felakete tanıklık eden evcil ve sokak hayvanlarının torunları ev sahipliği yapıyor.

26 Nisan 1986 tarihinde yaşanan Çernobil nükleer faciasından sonra bölge kaderine terk edildi.

Felaketin ardından 120 binin üzerinde insan Avrupa’nın çeşitli yerlerine göç etti, fakat çoğu giderken evcil hayvanlarını yanında götürmedi.

31 yıldır insanların ayak basmadığı Ukrayna’nın hayalet şehrine artık felakete tanıklık eden evcil ve sokak hayvanlarının torunları ev sahipliği yapıyor.

Çernobil’de yaklaşık başıboş 900 köpek nükleer santralinin içinde ve çevresinde yaşıyor ve işçilerden kalan çöp kutuları ve atıklarla hayatını devam ettirmeye çalışıyor.

Bilim insanları ise bu hayvanları radyasyon araştırmaları için kullanıyor.

31 yıldır patlamanın olduğu bölgeden 18.5 mil ilerisine kadar kimse yaşamadı. Fakat 3.500 kişi nükleer santralde çalışmak için her gün yola çıkıyor.

Durumun farkına varan bir grup bilmi insanı ve radyasyon uzmanı ise bir araya gelip “Çernobil’in Köpekleri” isimli bir çalışma grubu kurdu. 

Üyelerinin gönüllük esasına göre çalıştığı toplulukta köpeklerdeki radyasyonun etkileri ölçülüyor ve aynı zamanda hayvanlara yardım edilmesi amaçlanıyor.

Ukraynalı tıp öğrencisi Nastya Grabchuk ve ABD’li bir yardım kuruluşu üyesi Meredith Ayan, Çernobil’deki radyasyondan etkilenen hayvanlar için kurulan veteriner kliniğinde köpekleri tedavi ettiklerini açıklıyor.

Radyasyonun 31 yılda canlılara verebileceği zararı değerlendirmek için köpekler denek olarak kullanıyor.

Fotoğrafta, Friskier cinsi bir dişi bir köpekte radyasyon seviyesi Geiger sayacında 1240 olarak olarak ölçülüyor. Uzmanın belirttiğine göre, bu olması gerekenden 20 kat daha yüksek ve oldukça riskli bir sonucu ortaya koyuyor.

Bununla birlikte, köpekler derilerinin altına yerleştirilen bir çiple izleniyor.