Geceleyin bir yolcu yaşadığı bunalım sonucu karlı bir gece vakti kendini Kaçkar dağlarına vuran bir entelektüelin korku ve gerilim dolu yolculuğunu anlatıyor. Çocukluğun cennet bahçesinden kovulan bireyin düştüğü trajediyi merkeze alarak gurbetçi bir halkın maruz kaldığı yabancılaşmayı evrensel bir dille ele alırken Edward Said’ten, Adorno’ya, Müslüm Baba’dan doğunun acı sosyolojisine dek uzanan duygu haritalarına çıkarıyor okuru. Dursun Ali Sazkaya, geleneksel yaşamlarından koparılmış, beyazların topraklarında nasibi kalmamış sürgünlere, kaybedenlere, çocukluğun masumiyetine uzak düşenlere bir ağıt yakıyor romanında. Evrensel batı kültürünün kuşatması altında kalanların feryadını seslendiriyor. Artık kırların, berrak suların, patika yolların, şefkat dolu zamanların iklimine dönebilme cesaretini kim gösterebilir. Cevabınız sadece deliler ise "Geceleyin Bir Yolcu"sunuzdur siz de.