Aşk, insanlığı bir adım öteye taşıyacak potansiyeli bünyesinde barındırdığı gibi, medeniyetin bir anda yok olmasına neden olacak duygusal ve düşünsel felâketleri de ihtiva eder. Dolayısıyla onu topyekûn iyi ya da kötü olarak niteleyebileceğimiz argümanlara sahip değilizdir. Böyle olunca, tartışılan meselede deliller değil, tartışma biçimleri ön plâna çıkar."Kim, diğerinin delillerini daha makul yöntemlerle çürütebildi?", "Hangi grup, diğerini töhmet altında bırakmadan, etik ilkelere ve mantık kurallarına ihanet etmeden karşı tarafı susturabildi?" gibi soruların cevabı olan grup, diğerine üstün gelir. Sınıfta, herhangi bir not kaygısı olmayan iki grup ve bir o kadar da kaliteli seyirci topluluğu ile "Münazara işte böyle yapılır!" dedirtecek bir etkinliğe vücut verdik. Bu çalışma, aşkın bir hastalık olup olmadığını tartışan iki öğrenci grubunun ortaya koydukları kaliteli bir sunumun deşifre edilmesiyle ortaya çıkmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)